•
Saurani
Meyve ve
çekirdekleri küçük olup %29,2 oranında yağ içerir. Sıcaklığın kritik seviyeye
düşmesi durumunda sürgün uçları kurur, ince dal ve dalcıklarda kabuk
çatlamaları görülür. Yağ içeriği yüksek olduğundan genellikle yağlık olarak
değerlendirilir. Ayrıca aile ihtiyaçlarını karşılamak için yeşil ve siyah
sofralık olarak da kullanılır.
Ağacı orta
kuvvetlidir. Orta büyüklükte, geniş, yuvarlak taç oluşturur. Meyveleri küçük ve
silindirik şekildedir. Meyve ucu aşağı doğru bükülmüş olup uçta küçük bir meme
bulunur. Taç hacmine göre oldukça verimlidir. Periyodisite gösterir. Düşük
sıcaklıktan zarar görür. Yağlık olarak değerlendirilir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Gaziantep,
Kilis, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin’de zeytincilik yapılmaktadır. Büyük oranda
zeytincilik potansiyeline sahip olmasına rağmen bölgedeki yüksek sıcaklık ve
yetersiz yağışlar zeytinciliğin yayılmasını olumsuz yönde etkilemektedir.
Bölgede Antep fıstığı ve zeytin rekabet halindedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi
zeytin çeşitliliği bakımından en zengin bölgemizdir. Türkiye zeytin dane
üretiminin %4,9’unu karşılamaktadır.
Bölgede Kilis
Yağlık, Nizip Yağlık, Halhalı, Eğriburun ve Kan Çelebi gibi çeşitler çok
yaygındır. Ayrıca Belluti, Hursuki, İri Yuvarlak, Eğriburun, Halhalı Çelebi,
Hamza Çelebi, Hırhalı Çelebi, Kalembezi, Mavi, Melkabazı, Tespih Çelebi, Yağlık
Çelebi, Yağlık Sarı Zeytin, Yuvarlak Çelebi, Yuvarlak Halhalı, Yün Çelebi ve
Zoncuk diğer bölge çeşitleridir.
Karadeniz Bölgesi
Zonguldak,
Kastamonu, Sinop, Ordu, Samsun, Trabzon ve Artvin illerinde kuzey
rüzgârlarından korunaklı kısımlarda zeytincilik yapılmaktadır. Bölgenin kendi
yöresel çeşitleri yanında son yıllarda diğer çeşitlere de rastlanmaktadır.
1.1.3.
Genel İstekleri
İklim
istekleri
Zeytinler için
en uygun iklim Akdeniz iklimidir. Ilıman iklimden hoşlanan zeytin için kışın
dayanabileceği en düşük sıcaklık –7 ºC’ler olup bu sıcaklığın altında don
zararı artar. Zeytin, 40 ºC ile -7 ºC arasındaki sıcaklıklarla dayanabilse de
iyi bir büyüme ve meyve oluşumu için sıcaklığın 15–25 ºC’lerde olması
istenir.
İklim olayları
içinde zeytin yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli faktör düşük sıcaklıktır.
Düşük sıcaklıkların (sıfırın altında) zeytin ağaçlarındaki etkisi, ağacın
dengeli beslenme durumuna, çeşidine, konumuna, don olayının şiddeti ve
süresine, ağacın budanıp budanmadığına
ve ürün durumuna göre değişir. Donun şiddeti ve kalma süresine bağlı
olarak, yıllık sürgünler, 2–3 yaşlı dallar, ana dallar ve gövde zarar
görebilir. Dengeli gübreleme soğuğa karşı dayanıklılığı artırır. Ayrıca ürünsüz
ağaç, ürünlü ağaca; hafif budanmış ağaç, sert budanmış ağaca göre soğuktan daha
az etkilenir. Sofralık yetiştiricilikte, ürünü daha geç olgunlaşan zeytin
çeşitlerinde, erken sonbahar donları üründe de zarar yapar. Sofralık özelliğini
bozar. Özellikle Gemlik çeşidinde meyvede etkilenme fazla olmaktadır.
Zeytin
bitkisinin farklı gelişme dönemlerinde ihtiyaç duyduğu sıcaklıklar da faklıdır.
Bu dönemlerde ihtiyaç duyduğu sıcaklık sağlanırsa verim ve kalite artar. Kış
dinlenme periyodunda +7 °C ve altında soğuklama ihtiyacı karşılandığında
düzenli çiçek açma ve ürün verme sağlanır. Zeytinin soğuklama ihtiyacı 600 –
1000 saat arasında değişmektedir.
Ayrıca zeytinin
iyi bir gelişme gösterip, normal göz gelişimi için yeterli bir sıcaklık
toplamına ihtiyacı vardır.
Vejetasyonun
başlangıcında sürgün faaliyetiyle, çiçek somaklarının oluşmasına kadarki
devrede (şubat-mart) sıcaklık 5–10 °C olmalıdır. Çiçeklenme ve döllenme
döneminde (mayıs-haziran) uygun sıcaklık 15–20 °C'dir. Çiçekten sonra meyve
oluşumu ve meyvenin büyüme periyodunda sıcaklık (temmuz-ekim) 20–25 °C
olmalıdır. Ürünün olgunlaşma döneminde (ekim-kasım) ise sıcaklık 15 °C
olmalıdır. Hasat döneminin sonuna kadar uygun sıcaklık +5 °C'dir. Bu devrelerde
uygun sıcaklıkların dışındaki düşük veya yüksek sıcaklıklar, ağaç ve meyvede
zararlara yol açar. Verim ve kaliteyi olumsuz etkiler. Özellikle çiçeklenme
dönemindeki aşırı yüksek sıcaklıklar döllenmeyi olumsuz etkileyerek meyve
tutumunu engeller. Kış aylarındaki yüksek sıcaklıklar uyanmayı teşvik eder.
Kuzey yamaçlarda tesis edilen bahçelerde uyanma geç olacağından ilkbahar
donlarından daha az etkilenme olur. Buralarda gece ile gündüz arasındaki
sıcaklık farkı fazla olduğundan ince sürgünlerde kabuk çatlayarak kurumaya yol
açar.
Zeytinin yıllık
yağış isteği 650–800 mm’dir. Yıllık yağış en az 400 mm olmalıdır. Yaz
aylarından, mevsim yağışlarına kadar yapılan sulamalar zeytin irileşmesini ve
yağ oluşumunun artmasını sağlamaktadır. Ayrıca bu oluşmalar ertesi yıl meyve
verecek sürgünlerin gelişimini ve meyve gözlerinin oluşumunu hızlandırmaktadır.
Çiçeklenme döneminde aşırı yağışların olması döllenmeyi olumsuz etkiler, ayrıca
tutumu azaltır, verimi düşürür. Aşırı yağışlar ağır topraklarda toprak tavını
zorlaştırır. Azotlu gübreleri yıkar. Taban suyu oluşturur. Kök çürümelerine
neden olur. Erozyonu teşvik eder. Soğuklara karşı direnci azaltır. Toprak
pH’ını düşürür.
Dolu yağışı
tanenin sofralık özelliğini bozar, kaliteyi düşürür. Ayrıca sürgünleri
yaralayarak zeytin dal kanserine neden olur. Kar yağışı dal kırılmalarına yol
açabilir. Uzun süre ağaç üzerinde kalması durumunda soğuk zararı meydana
gelebilir. Bu nedenle dallar üzerinde biriken karların temizlenmesinde yarar
vardır.
Sofralık
yetiştiricilikte havanın nisbi nemi ürün kalitesini artıran kriterlerden
biridir. Nisbi nemin yeterli olduğu alanlarda zeytinin su tüketimi de azalmaktadır.
Çiçeklenme dönemindeki aşırı nisbi nem (%85’in üzerinde) döllenmeyi olumsuz
yönde etkileyerek, tane tutumunu azaltır. Yine yetersiz nem ve kurak koşullar
çiçek ve çiçeklerin meyveye dönüşmesini olumsuz etkiler. Yüksek sıcaklık ve
düşük nemde ise meyve dökümleri görülür.
Aşırı ve sürekli
esen rüzgârlar zeytin yetiştiriciliği için risklidir. Belli dönemlerde sürekli
esen sert rüzgârlar bitkinin gelişimini olumsuz etkiler. Çok sert esen
rüzgârlar ağaç dallarının kırılmasına, ağaçların devrilmesine yol açar.
İlkbaharda esen rüzgârlar toprak tavını kaçırır. Nemi azaltır. Çiçeklenme
döneminde (mayıs-haziran) esen hafif rüzgârlar döllenmeyi sağlayarak meyve
tutumunu artırır. Çiçeklenme döneminde sert esen kuru rüzgârlar döllenmeyi
olumsuz yönde etkiler. Yazın esen nemli rüzgârlar ağaçların su tüketimini
azaltarak susuzluğunu kısmen önler. Zeytinin dinlenme döneminde esen lodos
rüzgârı ağaçların erken uyanmasına yol açarak soğuklardan fazla etkilenmesine
neden olur.
Modern entansif
yetiştiricilikte, ışıklanmayı ve güneşlenmeyi en iyi şekilde sağlayacak yön
tercih edilmelidir. Tesis yapılacak arazinin topografik yapısında bir kısıtlama
yoksa kuzey - güney yönü seçilmelidir. Bu yön zeytin için iklimi daha sert olan
geçit bölgelerde daha da önem kazanır. Soğuk iklimli geçit bölgelerde güney
yönü aranmalıdır. Arazinin eğimli olması, soğuk havanın aşağılara doğru akışını
sağlar. Çukur ve vadi içleri zeytin yetiştiriciliği için risk oluşturur. Sisli
günlerin fazla olduğu dağ etekleri de zeytin yetiştiriciliği için pek uygun
değildir.
Toprak
istekleri
Zeytin, diğer meyve türlerine oranla daha
toleranslı bir bitkidir. İyi havalanabilen, taban suyu yüksek olmayan tınlı,
milli tın, kumlu tın topraklarda çok iyi bir şekilde gelişir. Fazla killi çok
ağır bünyeli ve taban suyu yüksek olan topraklarda iyi gelişme göstermez.
Zeytin ağacının kazık kök sistemi derine gitse bile beslenmeyi sağlayan kılcal
kök yüzeyseldir. Kılcal kök sistemi diğer ağaçlarda olduğu gibi ağacı sadece
taç iz düşümü ile sınırlı olmayıp kılcal kökler ağacın tacının dışına da
yayılmak sureti ile sıra aralarını kaplamaktadır. Bu nedenle zeytinliklerde
toprak işlemesi yaparken derin toprak işlemesi yapılmamalıdır. Özellikle killi
topraklarda zeytin ağacının kılcal kökleri yüzeye daha yakın oluşacağından bu
topraklarda derin toprak işlemesinden kaçınmak gerekir.
Zeytin ağacının
yetiştirildiği yerlerde toprak pH’ı 6.5 – 7.8 arasında olmalıdır. Bu pH
değerlerinin dışında olan toprak şartlarında verimde azalma, element
noksanlıkları ve kalite düşüklükleri görülmektedir. Ülkemizde zeytin
yetiştirilen bölgelerin toprak şartları genellikle 6.0–8.5 pH değerleri
arasındadır. Toprağın pH değerinin zeytinin istediği sınırların dışında olması
özellikle besin elementlerinin alınmasını ve gübreleme etkisinin istenilen
düzeyde görülmesini engellemektedir. Örneğin; fosforlu gübrenin düşük veya
yüksek pH değerlerinde alınmasında büyük problemler meydana geldiği için
bitkinin fosforla beslenmesi güçleşir.
Kireci az olan
veya hiç olmayan ve yağışı fazla olan yörelerde toprağın pH değeri genellikle
düşüktür. Bu topraklarda kalsiyum ve magnezyum eksikliğinin yanında bor
noksanlığı da görülür. Zeytinde özellikle çiçeklenme ve meyve tutumu üzerine
önemli derecede etkisi olan bor elementinin bu gibi topraklarda uygulanması
veya borlu gübre kullanılması gerekmektedir. Toprağın pH değerini bilmek sureti
ile az da olsa fosforlu gübre bakımından doğru gübreleme yapmak mümkündür.
Örneğin pH değeri 7’nin altında olan topraklarda fosforu Triple süperfosfat
veya Monoamonyum fosfat (MAP) formunda gübre kullanmak gerekir. Buna karşılık
toprağın pH değeri özellikle 7,5’in üzerinde olan kireçli topraklarda ise
fosforu Diamonyum fosfat tipinde gübre kullanmak daha doğrudur.
Toprağın pH
değeri 6,5’in altında ise pH değerinin yükseltilmesi gerekmektedir. Bunun için
kireçleme yapmak gerekir. Toprağa ilave edilen kireçleme materyalindeki
kalsiyum toprak suyunda eriyerek kalsiyum serbest hale gelir, toprakta asitliği
meydana getiren ve kil mineraline bağlı olan hidrojen iyonu ile yer
değiştirerek fazla asitliği nötralize eder. Zeytinliklerde en uygun kireçleme
zamanı sonbahar aylarıdır.
1.1.4.
Üretimi
Zeytin
yaprakları ve kökleri dışında, bütün vegetatif aksamlarıyla üretilebilen bir
ağaçtır. Zeytin fidanı üretiminde; çekirdek, yeşil çelikler, kalın dal
çelikleri, yumrular, yumrulu kökler, ağaçların dibinden çıkan “piç” adı verilen
dip sürgünleri kullanılır. Bu bakımdan zeytinin hem generatif hem de vegetatif
olarak üretimi yapılmaktadır.
Generatif üretim
Çekirdekten elde
edilen çöğürlerin çoğaltılmasıdır. Burada yabani zeytinlerin çekirdeklerinden
ya da kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden yararlanılır.
Yabani zeytinler
kolay bulunur. Ancak tohumluk özellikleri açısından birçok istenmeyen
özellikler gösterir. Yabani zeytinlerin çekirdeklerinden çok çeşitli tipte
çöğürler meydana gelir. Oysaki kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden daha
yeknesak ve genellikle tek sürgün üzerinden gelişen çöğürler meydana
gelmektedir. Ayrıca yabani zeytin çekirdeklerinin çimlenme güçleri kültür
çeşitlerine göre çok zayıftır. Yabani zeytinlerin çöğürlerinde boğum arası çok
kısa, gövde kabukları çok incedir. Bu nedenle aşı tutma oranı düşüktür. Yabani
zeytin çöğürlerinin soğuğa dayanıklılıkları düşüktür.
Son yıllarda
zeytinci ülkelerde, generatif üretimde tohum kaynağı olarak kültür çeşitleri
kullanılmaktadır. Zeytinde çekirdeklerin kabuk kalınlığı, çimlenme yüzdesi ve
çimlenme gücüne etkisi vardır. Çekirdek küçüklüğü çimlenme yüzdesinde etkili
değildir. Tohumun ekime hazırlanmasında ilk iş meyve etinin çekirdekten
ayrılmasıdır. Bundan sonra çekirdekler %5’lik kostik eriyiğinde çekirdek
kalınlıklarına göre 15–20 dakika 5–6 saat arasında tutulurlar. Burada amaç yağ
tabakasının uzaklaştırılmasıdır.
1.2. Bahçe Tesisi
Zeytin yetiştiriciliği
için uygun arazi belirlenmelidir. Sonra toprak derince işlenmeli ve drenajı
sağlanmalıdır. Tesviye işleri mutlaka yapılmalıdır. Tesis kurulacak arazi
meyilli ise toprak erozyonunu önleme ve yağışlardan yararlanabilmesi için
teraslama yapılmalıdır.
Zeytinlik tesisi
için toprak hazırlığı tamamlanınca amaca uygun çeşitler; siyah ve yeşil
sofralık toprak ve iklim şartlarına bağlı olarak seçilmelidir. Ürünü
değerlendirme amacına göre (yağlık-sofralık) iklim ve toprak özellikleri
dikkate alınarak bölgeye adapte olmuş, verimli, az alternans gösteren standart
çeşitlerden ve uygun dölleyicilerle zeytinlik tesis edilmelidir. Çeşit seçimi
yapılırken uygun dölleyiciler de birlikte düşünülmelidir. Kendine verimli
çeşitler yanında tabancı tozlanmaya gereksinim duyan çeşitler de bulunmaktadır.
Zeytinlik
tesisinde, güvenilir kaynaklardan sağlanan, ismine doğru, sağlıklı, düzgün
şekilde bir veya iki yaşlı fidanlar kullanılmadır. Dikim aralıkları çeşit,
iklim, toprak gibi faktörler dikkate alınarak 5x5 m ile 10x10 m arasında
değişebilmektedir. Örneğin; küçük taç oluşturan Gemlik çeşidi 5x5 m aralık ve
mesafe ile dikilebilir. Domat gibi büyük ve yaygın ağaç yapısına sahip
çeşitlerde ise ileride bir sıkışıklığa sebep olmamak için aralık ve mesafeler
daha geniş tutulmalıdır. Fidanlar aralık - mart arası dikilebilir.
Zeytin
yetiştiriciliğinde farklı şartlarda değişik dikim şekilleri uygulanabilir.
Genellikle, düzgün ve köşeleri dik açılı yerlerde kare, ara ziraati yapılan
yerlerde dikdörtgen, geniş sahalarda birim alanda daha fazla ağaç dikmek için
üçgen dikim şekilleri tercih edilir. Ayrıca meyilli alanlarda toprak-su
muhafaza tedbirleri alındıktan sonra kontur dikim uygulanır. Dikim çukurları
80x80 cm boyutlarında açılmalıdır. Üst toprak ile 20–25 kg kadar iyi yanmış
çiftlik gübresi, saf madde olarak da 300 g fosfor ve 750 g potas
karıştırılmalıdır. Alttan çıkan toprakla çukur doldurulup çevresi bastırılır.
Aşılı fidanlarda aşı noktası 5–10 cm toprak
yüzeyinin üzerinde olmalıdır. Can suyu verilmelidir. Gerekirse hâkim
rüzgâr yönünde olacak şekilde fidanın yanına herek dikilebilir.
ULAMA FAALİYETİ
2
2.1
Sulama
Zeytincilikte
sulamadan beklenen fayda vegetatif gelişmenin, verim ve kalitenin
iyileştirilmesidir. Bu amaçla sulamaya elverişli kalitede suyun bitkinin suya
ihtiyaç duyduğu dönemlerde ve uygun bir yöntemle bitki kök bölgesine verilmesi
gerekmektedir. Ülkemizde zeytin yetiştiriciliği çoğunlukla sulanmayan
koşullarda yapıldığından, zeytinlerde elde edilen verim ağaç sayısına oranla
azdır. Bir başka deyişle, ağaç başına verim çok düşüktür. Zeytincilikte gerek
iyi bir vegetatif gelişme, gerekse yüksek verim ve kaliteli ürün elde etmek
için gelişme dönemleri dikkate alınarak su ihtiyacı karşılanmalıdır. Sulama zeytinin
irileşmesini ve et/çekirdek oranının artmasını sağlayarak, kaliteyi
yükseltmesinin yanında sürgün gelişmesini uyararak ağacın daha düzenli ürün
vermesine neden olur.
Zeytin ağacı
genellikle sulanmaz ancak eğer sulama imkânı varsa ürünü artırmak ve kaliteli
ürün elde etmek için sulanmalıdır. Verilecek su miktarı ve zamanı topraktaki su
rezervine göre ve zeytinin suya ihtiyaç duyduğu hassas devreler göz önüne
alınarak tespit edilmelidir.
Zeytinin, ürün
miktarı ve kalitesini yağ randımanını artırmak için sulanması gereken hassas
dönemler;
Çiçeklenme öncesi ve sonrası
(nisan- mayıs), Ø Meyve oluşum başlangıcı
(haziran sonu- temmuz başı),
Meyvenin renk değişimi
devresidir.
Zeytinlerin bol
çiçek vermesi ancak çok az tane tutması ve tane dökülmesinin en büyük nedeni
topraktaki suyun yetersiz olmasıdır. Çiçeklenme ve tane tutumu sırasında sulama
uygun değildir. Bu dönemden hemen önce sulama yapılmalıdır.
Zeytinin yılık
su ihtiyacı 650–700 mm’dir. Daha az yağış alan yerlerde sulamaya ihtiyaç vardır. Ağacın en çok suya
ihtiyaç duyduğu yaz ayları ve eylül ayında yapılacak 4–5 sulamanın ürün
miktarını artırdığı bilinmektedir.
Zeytin üretim
alanlarımızın %75’i kır ve kır taban gibi meyilli alanlarda olup %90’ı kuru
şartlarda bulunmaktadır. Mümkün olan yerlerde zeytinleri sulamak, zeytinin yıl
içerisindeki tüm gelişme dönemlerinde topraktaki nem eksikliğine göre
gösterdiği çeşitli tepkileri ortadan
kaldırır. Bunları gidermek için ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulamak gerekir.
Sulamaya en çok ihtiyaç duyulan dönem çiçeklenme sonu ile meyvede renk dönüşümü
aşamaları arasındaki dönemdir. Özellikle de çekirdek sertleşme döneminde
zeytinin su ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu dönemde sulama yapılırsa ürün miktarı
ağırlıkça artarken, ürünün sofralık değeri de yükselir.
Su
stresinin zeytin ağacına etkisi şöyledir;
Gelecek yılın çiçek tomurcuğu
gözlerinde azalma yaparak periyodisiteye ( var-yok yılı) sebep olur.
Çiçeklenme ve meyve tutumu az
olur.
Sürgün gelişimi azalır.
Meyve kalitesi, meyve iriliği
ve verim düşer.
Zeytin
ağaçlarında yetersiz sudan kaynaklanan riskler ne kadar önemli ise aşırı sudan
kaynaklanan riskler de eş değer derecede önemlidir. Aşırı su tutan nemli toprak
şartlarında zeytin yetiştiriciliği zaten tavsiye edilmemektedir.
2.2 İlaçlama
Zeytin dal
kanseri, zeytin solgunluğu, halkalı leke hastalığı, armillaria kök çürüklüğü ve
antroknoz önemli zeytin hastalıklarıdır. Bazı önemli zeytin zararlıları ise
zeytin sineği, zeytin güvesi, zeytin kara koşnili, zeytin kabuklu biti ve
zeytin pamuklu bitidir.
Zeytinliklerde
yapılan kimyasal mücadeleler devlet
tarafından düzenli olarak hava ilaçlaması şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bu
uygulama daha çok zeytinliklerin yoğun olarak kurulduğu bölgelerdedir (Marmara
, Ege vb.). Diğer alanlarda kişisel ilaçlamalar yapılmaktadır.
Zeytinlerde
görülen zararlılar şunlardır:
Zeytin sineği
Kışı pupa
halinde toprakta geçirir. Meyveler nohut kadar olduğunda yumurtalarını bırakır.
Larvalar meyve eti içinde beslenerek gelişir. Ergin sinekler tekrar yumurta
bırakarak yılda 4–5 nesil verir. Zeytin sineği meyvede 1/3 oranında ürün ve
kalite kaybına, zeytinyağlarında ise asitliği artırdığı için zeytinyağlarının
kalitesinin bozulmasına ve büyük miktarlarda ekonomik kayıplara neden
olmaktadır.
Zeytin sineği
ile mücadelede, popülasyon miktarını ekonomik zarar eşiği altında tutmak için
sofralık zeytinlerde 100 meyvede 1-2'sinde, yağlık çeşitlerde ise 10'unda vuruk
görüldüğünde kimyasallarla ilaçlanmalıdır ve yılda 3–4 kez tekrarlanmalıdır.
Ayrıca zeytin sineği ile mücadelede biyolojik ve biyoteknik metotlar
kullanılmaktadır.
Zeytin güvesi
Lepidoptera takımından
bir kelebek olup asıl zararı larvaları yapar. Her bir kelebek yılda 3 nesil
verir ve bunlar zeytinin çiçeğine, meyvesine ve yaprağına zarar verir. Çiçek
nesli çiçek tomurcuklarını kurutur. Meyve nesli meyve çekirdeğine girerek
meyvelerin dökülmesine neden olur. Yaprak nesli yaprakta galeriler açarak
tahrip eder. İlk 2 nesil ekonomik anlamda büyük zararlara yol açar.
Zeytin güvesine
karşı; çiçek, meyve ve yapraklardaki tahribat %10 olduğunda yapılır. İlk 2
nesil için nisan-mayısta sistemik etkili ilaçlarla kullanılmalıdır.
Zeytinlerde
görülen hastalıklar şunlardır:
Ø Halkalı leke
Hastalığın
etmeni bir fungus olup yapraklarda siyahımsı-gri renkte içiçe halkalar şeklinde
ortaya çıkar. Özellikle nemli ve yağışlı bölgelerde sık görülür. Hastalığa
yakalanan ağaçlarda fazla miktarda yaprak dökülmeleri olur, sürgünler ve ince
dallarda kurumalar olabilir. Dolayısıyla meyve veriminde bir düşüş
olmaktadır.
Halkalı leke ile
mücadelede, nemli yerlerde zeytinlik kurmama, taban suyu yüksek ise drenaj
kanalları açma, budama ile ağaçları havalandırma ile ilkbahar ve sonbahar
yağmurlarından önce kimyasal mücadele (%1-2'lik bordo bulamacı)
yapılmalıdır.
Dal kanseri
Hastalığın
etmeni bir bakteridir. Kök, gövde, yaprak ve meyvelerde ur şeklinde görülür.
Sadece yaralı kısımlardan bitkiye girer ve hastalık yapar. Hasat sırasında
çırpmalardan kaçınmalıdır. Ayrıca dolu ve don olaylarının sonucunda ağaçta
meydana gelen yaralar da hastalığın yayılmasında önemli etkenler olmaktadır.
Zeytin dal
kanseri ile mücadelede bazı kültürel tedbirlerin yanında kimyasal mücadele
yapılmalıdır. Kanserle bulaşık olan zeytinliklerde yılda 4 kez %1-2'lik bordo
bulamacı ile ilaçlama yapılmalı ve 2 yıl tekrarlanmalıdır.
Zeytin
bitkisinde görülen hastalık ve zararlıları bir tablo halinde özetleyecek
olursak;
GÖVDE, DAL, SÜRGÜN ve YAPRAKTA ZARAR YAPANLAR
|
NEDENİ
|
BELİRTİSİ
|
Filizkıran
|
Erginler dalcıkların koltuklarında çukur açarak zarar verir.
Dalcıklar hafif bir rüzgârla kırılabilir. Larvalar taze dalların
çevresinde kabuk ile odun tabakası arasında yazıya benzer
galeriler açar.
|
Zeytin kanseri
|
Dal ve sürgünlerde irili ufaklı,
değişik şekillerde odunsal urlar
ve
siğiller oluşur.
|
Yara koşnili
|
Dal ve sürgünlerin yarık ve çatlaklarında görülen, önceleri
sarımsı
sonradan fıstık yeşili rengi olan, üzeri mumsu yapışkan bir
madde ile kaplıdır. Bulundukları yerin şeklini alır.
|
Kara koşnil
|
İnce dal, sürgünler ve yapraklar üzerinde, siyaha yakın renkte,
yarım karabiber tanesi görünümündedir. Bitki kara yapışkan bir sıvı ile
kaplanır.
|
Zeytin güvesi
|
Tırtılcıklar yaprağın alt ve üst
epidermisi arasına girer. Yaprağın etli kısmını yiyerek önce ince sonra kalın
yollar açar.
|
Halkalı leke
|
Hastalık, üstünden kış geçmiş yapraklarda görülür. Üst
yaprakların
üzerinde yeşilimsi sarı renkte iç içe halkalar oluşur.
Yapraklarda sararma ve zamanından önce dökümler görülür.
|
Zeytin koşnili
|
Yaprak ve dallar üzerinde istiridye kabuğu şeklinde krem renginde
kabuklar oluşur. Kabukların altında vişneçürüğü renginde erginler görülür.
Yapraklarda kıvrılma ve şekil bozukluğu görülür.
|
ÇİÇEK ve MEYVELERDE ZARAR YAPANLAR
|
Zeytin güvesi
|
Çiçek tomurcuklarında ve meyvenin sap dibinden çekirdek içine doğru beslenen sarımsı renkte
larvalar ve meyve dökümü görülür.
|
Zeytin pamuklu biti
|
Çiçek tomurcuklarında beslenen 2–3 mm boyda, sarı renkli,
kocabaşlı, parlak kırmızı gözlü bitlerdir. Emgili tomurcukların
bitin çıkardığı pamuksu yığınlarla birbirine bağlanıp kümecikler
oluşturmaktadır. Ağaçta karaballık görülür.
|
Zeytin sineği
|
Meyvenin etli kısmında beslenen
ayaksız, 1 cm kadar şeffaf beyaz
renkli larvadır. Meyvelerde çürüme ve
dökülme görülür.
|
|
|
|
Tablo 2.3: Zeytin
bitkisinde görülen hastalık ve zararlıları
3. HASAT İŞLEMLERİ
Zeytin hasadı
çok önemlidir ve en önemli maliyet unsurlarından birisidir. Çünkü hasat
işçiliği giderler arasında en pahalısıdır. Hasadın uygun zamanda ve uygun
şekilde yapılmaması durumunda salamuralık zeytinlerde verim ve kalite kaybı;
yağlıklarda ise yağ miktarı ve yağ kalitesinde azalmalar olmaktadır. Ayrıca
yaprak ve sürgün kaybı alternansı artırmaktadır.
3.1. Hasat Zamanı
Zeytinde
döllenmeden meyve iriliğine geçiş yavaş yavaş olmaktadır. Çekirdeğin sertleşme
döneminde ağırlık oldukça artar. Sonbaharın başlangıcında; koyu yeşil renk,
parlak sarımtırak açık yeşil renge döner. Bu devreye “yeşil olgunluk devresi”
denir. Daha sonraki devrede uçta küçük menekşe rengi benekler görülmeye başlar.
Bu benekler daha sonra bütün kabuğu kaplar. Başlangıçta beyazımsı olan meyve
eti, kabuktan başlayarak çekirdeğe doğru menekşe rengine dönmeye başlar. Bu
sırada kabuk, menekşe renginden parlak koyu erguvani renge dönüşür. Sonunda et
ve kabuk çeşide has olgunluk alır.
Olgunlaşma
devresi menekşe rengin görülmesinden kabuk ve etin son renklenme zamanına kadar
süren devredir. Birçok çeşitte bu son değişimler bir ağacın bütün meyvelerinde
aynı zamanda olmaz, olgunlaşma kademeli olur. Meyve azami iriliğine, açık
menekşeden koyu menekşeye dönerken erişir. Bu zamanda meyvede ağırlık kaybı da
söz konusudur. Meyvenin yağ miktarı olgunluk ilerledikçe artar ve ağaç üzerinde
yeşil meyve kalmayınca yağ oranı en üst seviyeye ulaşır. Bundan sonra meyvede
ağırlığa göre toplam yağ miktarı pratik olarak sabit kalmakla birlikte, toplam
yağ yüzdesi meyvenin nem kaybetmesi artar. Olgunlaşma ilerledikçe meyvenin
saplarının dallara tutunma kuvveti azalır. Olgunlaşan meyvelerde kopma kolay
olmaktadır. Zeytinlerde çeşide, iklime, hastalık ve zararlılara bağlı olarak
meyve dökümleri olmaktadır. Olgunlaşma döneminde bu dökümler azalır. Sonra
yeniden hızlanmaktadır. Hasat bu dökümlerden önce yapılmalıdır. Ayrıca hasat
zamanının geciktirilmesi gelecek yılın meyve verimini olumsuz yönde
etkilemektedir. Yapılan gözlem ve araştırmalarda, erken hasat edilen zeytin
ağaçlarının çok geç hasat edilen zeytin ağaçlarına göre daha çok çiçek gözü
oluşturduğu ve daha fazla meyve verdiği görülmüştür.
Zeytin toplama
zamanı bölgelere ve iklim durumuna göre değişir. Hasada dip zeytinlerin
toplanması ile başlanır. Kendiliğinden düşen zeytinler yüksek asitli yağ
verdiklerinden ayrı olarak toplanır.
Zeytin hasadı,
sofralık veya yağlık olarak değerlendirme amacına uygun olarak zamanında hasat
edilmelidir. Eğer yeşil sofralık zeytin yapılacaksa meyveler sarımsı-yeşil
renge döndüğü (eylül-ekim); siyah sofralık zeytin yapılacaksa kararmanın
kabuktan meyve etine geçtiği (kasım- aralık); yağlık olarak değerlendirilecekse
ağaçta yeşil meyve kalmadığı zaman hasat edilmelidir. Yeşil zeytin hasadı meyvelerin rengi
sarımsı-yeşile döndüğünde yapılır. Dokusu sertliğini biraz yitirmiş ve meyve normal
iriliğini almıştır.
Zeytinde
hasat olgunluk kriterlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Yeşil sofralıklarda
•
Renk sarımsı yeşile döner.
•
Taneler normal iriliğe erişir.
•
Doku sertliğini biraz
kaybetmiştir.
Siyah sofralıklarda
•
Çeşide has olgunluk rengini
almıştır.
•
Kararma kabuktan meyve etine
geçmiştir.
•
Taneler normal iriliğe
erişmiştir.
Yağlık çeşitlerde
•
Ağaçta yeşil meyve kalmamıştır.
•
Tüm meyveler karardığında yağ
oranı maksimumdur.
Kabuk etten
kolayca ayrılır.
•
Meyve iki parmak arasında
sıkıldığında çekirdek kolayca ayrılır ve sap çukurundan meyve suyu çıkar.
Hasat zamanı
iklim, çevre ve çeşide göre eylül-ekim aylarıdır. Zeytinler siyah olarak hasat
edilecekse çeşide has olgunluk rengini alması beklenir. Fazla gecikme danede
yumuşamaya neden olur. Hasat genellikle kasım-aralık aylarında yapılır. Yağlık
zeytinler ağaçta yeşil meyve kalmadığında, yağ oranının en yüksek seviyeye
çıktığı zaman toplanır. Kabuğun etten kolay ayrılması, parmak arasında
sıkıldığında meyvenin çekirdeğinin kolayca ayrılması ve sap çukurundan meyve
suyunun çıkması hasat zamanının pratikteki göstergeleridir. Mevsim durumuna
göre yağış, fırtına, soğuk ve don zararı söz konusu ise ve ayrıca zeytin sineği
zararı varsa erken hasat yapılabilir. Meyvemsi bir tat isteniyor ise yine erken
hasat söz konusudur.
3.2. Yapılışı
Hasat elle
yapılmalıdır ve mecbur kalınmadıkça sırıklama ile hasat yapılmamalıdır. Ayrıca
el ile kullanılan taraklar, vibratörler, çırpıcı ve sarsıcılar, mekanik
çırpıcılar kullanılmalı ve yere mutlaka sergi serilmelidir.
Hasat
yöntemleri;
Ağaçtan düşürme-yerden toplama,
Doğrudan ağaç üzerinden elle veya bazı yardımcı aletlerle toplama
şeklindedir.
Ürün kalitesi
yönünden en iyi hasat şekli ürünün sıyrılmasıdır. Çünkü elle hasat
periyodisiteyi düşürmektedir.
Ağacın direnci
düşmez ve hastalıklara karşı dayanıklı olur. Zeytin daneleri dalından
koparıldığı gibi sağlam kalır. Hasat sonrası yapılan işlemlerden sofralık ve
yağlık zeytinin kalitesi beklenen normlarda olur. Periyodisite düşük olduğundan
bir sonraki sene aynı verimi yakalayamasa bile bir önceki verime yakın ürün
alınır.
Elle hasadın en
uygun şekilde yapılabilmesi için ağaçlara budama yapılırken ağaç boyunu uzun
tutmamak ve taç büyüklüğünü normal tutmak gerekmektedir. Elle hasatta en uygun
çeşit Trilye (Gemlik) çeşididir. Elle hasatta emek fazla olduğundan işçi
maliyeti yükselir. Ama az ürün kaybı ile yüksek kalite ve istenilen
standartlarda zeytin toplanır. Bu da ürünün daha iyi fiyatlara pazara sunulmasına
olanak sağlar.
Elle yapılan hasattan
sonra zeytinler 25–30 kg’lık kasalara ya da sepetlere konulur.
Hasat
esnasında zeytin kasaları güneşe bırakılmamalı, ağaç gölgelerinde muhafaza
edilmelidir. Çuvallara konulan zeytinler ezilmekte ve zeytin danelerinde pişme
meydana gelmektedir. Çuvalda zeytin bekletilmemelidir. Eğer çuvallarda
bekletilirse sofralık zeytinin ve zeytinyağının kalitesi düşmektedir. Zeytinin
muhafazası için kesinlikle çuval kullanılmamalıdır. Kasa kullanımını kesinlikle
tavsiye etmekteyiz.
Sırıkla yapılan
hasatta dalların ve filizlerin kırılması, kanserli bölgelerde bulaşma ve
müteakip yılın ürünün zarar görmesi gibi olumsuzluklar söz konusudur. Eğer
zorunlu olarak sırık kullanılacaksa sırık üzerine bez veya benzeri malzeme
sarılmalıdır. Vuruş şekli içten dışa doğru olmalıdır. Zeytinler sepete, torbaya
veya sergi üzerine yere sıyrılabilir.
Zeytin hasat
makineleri, ağaç sıralarının iki tarafından
uyguladığı titreşimlerle zeytinleri altında bulunan hazneye dökerler. Zeytinler
bu hazneden büyük konteynerde birikir ve sıra sonunda kasalara dökülür. Bu
işlem sırasında ağaca verilen zarar diğer hasat teknikleri ile kıyaslanamaz.
Ayrıca hasat edilen zeytinin biran önce işlenmeye gitmesini sağlar, bu da
zeytinyağı kalitesi için önemli bir hızdır.
3.3.Pazara Hazırlama
Zeytin
yetiştiriciliğinden elde edilen başlıca iki ürün zeytinyağı ve sofralık
zeytinlerdir. Zeytin ve zeytinyağı üretiminin yan ürünlerinden olan prina,
odun, yaprak, zeytin çekirdeği vb.nin önemi göz ardı edilmemelidir. Ülkemiz
zeytin üretiminin %85–88’i yağ sanayisinde kullanılırken; zeytin, gerek
sofralık siyah ve yeşil salamura dane olarak, gerekse zeytinyağı olarak iç
tüketimde ve dış satımda pazarlama imkânı çok yüksek değerli bir ürünümüzdür.
Bu nedenle yetiştiricilik ve teknolojik sorunlara çözüm getirerek zeytinciliği
geliştirme çabasında olmalıyız. Bugün işletmelerde zeytin en çok şu şekillerde
işlenmektedir.
Sofralık yeşil zeytin üretimi
Naturel yeşil zeytin, kırma-çizme zeytin, kostikli yeşil zeytin, dolgulu
yeşil zeytin üretimi
Sofralık siyah zeytin üretimi
Naturel siyah
zeytin, salamura tipi, sele tipi, kalamata tipi, teneke tipi, kostikli siyah
zeytin, konserve tipi, konfit tipi
Zeytin ezmesi üretimi
Zeytinyağı üretimi
3.4. Depolama
Hasat edilen
zeytinler tazeliği bozulmadan işletmelere teslim edilmelidir. Evde ya da eski
usullerle işlenen zeytinlerin ekonomik değeri düşmekte, yeni sistem
işletmelerde işlenen zeytinler tercih edilmektedir.
Yağlık
zeytinlerde, yağ sıkım tesislerine günübirlik götürülmelidirler. Uzun süre
bekletmek asit oranının yükselmesine sebep olur, istenmeyen durumdur ekonomik
kayba neden olur.
Yağ depoları
güneş ışığı almayan serin bir yerde olmalıdır. Güneş ışığında bırakılan yağlar
daha çabuk okside olur. Güneş ışığında klorofil prooksidan etki yapar. Işık
almayan bir yerde olursa klorofil tam tersi antioksidan görevi yapar ve yağı
korur. Yağlar hemen pazarlanmalı, her geçen gün yağ asidini yükselterek
ekonomik kayba neden olur.
KAYNAK : MEGEP
(MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)