Fotoğraf 1.7: Roxana kayısısı
Ninfa kayısısı: Zayıfça gelişen bir ağaç yapısına sahip sofralık bir çeşittir. Verim
yüksek ve devamlıdır. Meyve iriliği orta büyüklükte olup P. De Tyrinthe’den
12-15 gün önce olgunlaşır. Sofralık ve kurutmalık olarak değerlendirilen kayısı
ayrıca meyve suyu, konserve, kayısı pulpu, kayısı nektarı, kayısılı içecekler,
kayısı reçeli, marmelat, jöle, krema, şekerleme, pasta ve kayısı turşusu gibi
işlenmiş kayısı ürünleri olarak da değerlendirilmektedir.
1.1.3. Genel İstekleri
1.1.3.1.
İklim İsteği
Kışları nispeten soğuk,
yazları sıcak olan bölgelerde yetişen kayısı, meyvelerinin istenen kalitede
olması için hava nispi neminin uygun düzeyde olması gerekir. Hava neminin çok
düşük olması durumunda fazla meyve dökümü meydana gelmektedir. Hava nispi
neminin yüksek ve yağışın fazla olması durumunda da çil ve monilya gibi
hastalıkların etkisi daha şiddetli olmaktadır.
Kayısı üretimini
olumsuz etkileyen en önemli iklim faktörü ilkbahar geç donlarıdır. Çiçek ve
küçük meyve dönemlerinde meydana gelen bu donlar, büyük ürün kayıplarına sebep
olmakta, bazı yıllar hiç ürün alınamamaktadır. Akdeniz ve Ege Bölgeleri dışında
etkili olan ilkbahar geç donlarını tamamen önlemek mümkün değildir.
Aşağıdaki uygulamalar ile
don zararı bir ölçüde azaltılabilmektedir:
Bahçe tesisi için soğuk havanın yoğunlaştığı
vadi ve çukur alanlar tercih edilmemelidir.
Donlara dayanıklı geç çiçek açan ve kış
dinlenmesi uzun olan çeşitler
seçilmelidir.
Don riski olan yerlerde ağaçlar mümkün olduğunca yüksekten taçlandırılmalıdır.
Aşırı ve geç sulamalardan kaçınılmalıdır.
Toprak işleme ya sonbaharda ya da geç ilkbaharda yapılmalıdır.
Ağaçlar iyi beslenmiş olmalı, zamansız ve fazla azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır.
Ağaçların zayıf düşmemesi için hastalık ve zararlılarla mücadele
yapılmalıdır.
Büyümeyi düzenleyici maddeler ile çiçeklenme geciktirilebilir.
Don olayının başlaması ile birlikte ağaç tacı üzerine küçük zerreler
hâlinde su püskürtülmesi sap, saman ve eski lastikler yakılarak sisleme ve
dumanlama yapılması, don sobaları ile bahçenin ısıtılması, soğuk havanın büyük
pervaneler ile karıştırılması gibi önlemler -2, -3 oC’deki donlara
karşı etkili olabilmektedir.
Kurutmalık kayısı çeşitleri, sofralık ve turfanda çeşitlere göre
daha uzun soğuklama sürelerine ihtiyaç duyarlar. Kış soğuklama ihtiyacı +7.2
oC’nin altında geçen saatler toplamıdır. Bazı kayısı çeşitlerinin soğuklama
süreleri aşağıda (Tablo 1.1) verilmiştir:
Kayısı Çeşidi
|
Soğuklama İsteği (saat)
|
Kayısı Çeşidi
|
Soğuklama İsteği (saat)
|
Hasanbey
|
950-1600
|
Şam
|
950
|
Tokaloğlu
|
1230
|
Karacabey
|
950
|
Ethembey
|
1000
|
Canino
|
750
|
Hacıhaliloğlu
|
850-1000
|
Turfanda İzmir
|
650
|
Çöloğlu
|
830-1000
|
P. de Colomer
|
400-600
|
Şekerpare
|
950
|
P. de Tyrinthe
|
550
|
Tablo 1.1: Kayısı çeşitlerine göre soğuklama
isteği
1.1.3.2.
Toprak İsteği
Kayısı ağacı yarı sıcak
ve sıcak bölgelerde, arazinin bol güneş gören güney yönlerinde, derin,
geçirgen, az meyilli, sıcak ve besin maddelerince zengin, tınlı ve hafif
kireçli, tınlı, kumlu tınlı ve humuslu topraklarda iyi gelişme gösterir ve
meyve kalitesi artar.
Kayısı genellikle
toprak reaksiyonu (pH) 6.5-7.5 arasında, organik ve inorganik besin
maddelerince yeterli olan topraklarda iyi gelişir. Çok fakir ve kuru
topraklarda büyüme geriler ve verim azalır. Böyle topraklar iyi gübrelenmeli ve
ihtiyaca göre sulanmalıdır. Ağır ve besin maddelerince zengin topraklarda
ağaçlar kuvvetli sürgünler meydana getirir, geç meyveye yatar, meyveleri iri,
sulu ancak kuru madde miktarları düşük olur. Kayısı ağaçları nemli ve taban
suyu yüksek, ağır killi topraklardan hiç hoşlanmaz. Bu tip topraklarda kayısı
ağaçları zamklanma (Gummosis) hastalığına yakalanarak kısa sürede kurur. Böyle
topraklarda kayısı bahçesi tesis edilmemelidir.
1.1.4. Üretimi
Kayısı fidanı üretiminde kullanılan en yaygın yöntem aşı ile
çoğaltmadır. Çünkü bu yöntem hem çok kolay hem de ucuzdur. Fidanlık toprağı
tınlı-kumlu veya kumlu-tınlı, besin maddelerince zengin, kolay işlenir ve süzek
olmalıdır. Böyle topraklarda yetişen fidanlar saçak köklere sahip olurlar.
Taban suyu yüksek ve tuzlu topraklar, fidan yetiştirmeye uygun değildir.
Kayısı anacı olarak en yaygın zerdali kullanılmasına karşılık badem,
şeftali ve erik de kayısı anacı olarak kullanılmaktadır.
1.2. Bodur Kayısı Yetiştiriciliği
Bilindiği gibi kayısı
üretimi zerdali tohumlarının ekilmesi ile elde edilen çöğürlerin (anaç)
aşılanması ve fidan elde edilmesi süretiyle yapılmaktadır. Zerdali tohumlarının
farklı kuvvet ve özelikte anaç olduğu ve bir standardı olmadığı için zerdaliden
aşı ile üretilen fidanlarla bir bahçe kurulduğunda standart bir anaç olmazlar.
Bu anaçlar dolayısıyla üzerine aşılanan çeşide de etki etmektedir ve genellikle
kuvvetli taç oluştururlar.
1.2.1. Tohum Anaçları
Tokaloğlu (Erzincan):
(M.Baş.1994) Kayısı anaçları ve bu konudaki son gelişmeler; çimlenme oranı %
85, kümlatif verim 0.727 olarak belirlenmiştir.
Çeşitleri:
•
Hacıhaliloğlu kayısısı: Suda çözünen
kuru madde miktarı % 28, meyve ağırlığı 26-28 g olup Malatya’daki kayısı ağacı
varlığının % 73’ünü oluşturur.
•
Kabaaşı kayısısı: Suda çözünen kuru
madde miktarı % 24, meyve ağırlığı 39-42 g, Malatya’daki kayısı ağacı
varlığının % 17’sini oluşturup son 10 yılda iyi bir yayılım göstermiştir. Orta
büyüklükte ağaçlar oluşturur.
1.2.2. Klon Anaçları
Citation (Peach x Plum),
Marianna GF-8/1(Plum), Marianna 2624(Plum), Myrobalan 29-C (Plum), Myrobalan B
(Plum), Myrobalan GF-31 (Plum), Pixy (Plum), Kayısı Eriği (Klon), Cadaman
(Peach), Isthara, GF-677=Badem x Şeftali melezi (Klon) isimlerinde klon
anaçları bulunmaktadır.
1.3. Bahçe Tesisi
Kayısı
bahçesinin kurulmasında dikkat edilecek hususları 5 başlık altında
toplayabiliriz:
Yön ve yöney: Kayısı kazık kök yapısına sahip olduğundan yamaçlardan meyil
derecesi % 20’ye kadar olan yerlerde rahatlıkla yetişebilmektedir. Hatta ilkbaharın
geç donlarından çabuk etkilendiği için kayısı ova ve çukur yerlerden ziyade
yamaç ve sırtlarda daha iyi netice vermektedir. Ayrıca bol ışık ve güneş
istediğinden güney yamaçlar tercih edilmelidir.
Toprak derinliği ve toprak
vasfı: Kayısı soğuk ve derin ağır topraklarda iyi
netice vermemekte, kökler boğulmak suretiyle zamk çıkarmaktadır. Bu nedenle
kumlu-tınlı, iyi havalanabilen ve kireççe zengin topraklar kayısı bahçesi için
ideal topraklardır.
Taban suyu: Kayısı ağacının en çok etkilendiği husus taban suyunun toprak
yüzeyine yakın oluşudur. Bu nedenle taban suyunun yüksek olduğu yerlerde kayısı
bahçesi kurulmamalıdır.
Kayısı bahçesi tesis
edilecek yer: Yol durumu, pazara yakınlığı veya
uzaklığı dikkate alınmalıdır.
Pazar durumu: İç ve dış pazar istekleri göz önünde bulundurularak çeşit seçimi
yapılmalıdır.
1.3.1. Dikim Sahalarının
Hazırlanması
Daha iyi bir kayısı
bahçesi tesisi için dikim sahalarının ilkbaharda krizma edilmek suretiyle
toprak sonbahara kadar dinlenmeye bırakılmalıdır. Krizma yapma imkanı olmadığı
takdirde tesis edilecek yerin traktörle birkaç kez derin sürülmek suretiyle
yine sonbahara kadar yabancı otlardan temizlenmesi, toprağın havalanması ve
dinlenmesi gerekmektedir.
Kayısı fidanı dikiminde
dikkat edilmesi gereken en önemli husus, aşı yerinin toprak hizasından 2-3
parmak yukarıda bulunacak şekilde dikim yapılmasıdır.
1.3.2. Bahçe Tesis Şekilleri
Kare şeklinde dikim: Kare
dikimde sıra arası ve sıra üzeri mesafeler birbirine eşittir. Bu şekilde tesis
edilen bahçelerde toprak işleme daha kolaydır. Kare dikim, özellikle büyük taç
oluşturan uzun ömürlü ağaçlar için tercih edilir. İlk yıllar fidanlar arasında
fazla boş alan kaldığından, bu alanlarda tek yıllık veya şeftali gibi kısa
ömürlü meyve ağaçları dikilerek ara ziraatı yapılabilir (Şekil l.2).
Dikdörtgen
şeklinde dikim: Dikdörtgen şeklinde tesis edilen
bahçelerde sıra arası mesafe sıra üzeri mesafeden fazladır. Bu dikim şeklinde
birim alana dikilen fidan sayısı, kare dikime göre daha azdır
Üçgen şeklinde dikim: Bu şekilde bahçe kurmak için fidanlar, eşkenar üçgenin köşelerine
dikilir. Böylece ağaçların her yönden mesafeleri birbirine eşit olduğundan
güneş, hava ve topraktan eşit ölçüde faydalanırlar. Üçgen dikimde birim alana
daha fazla fidan dikilmesine karşılık, toprak işleme diğer dikimler kadar kolay
olmamaktadır (Şekil 1.4).
Satranç şeklinde dikim: Bu dikime beşli dikim de denmektedir. Geniş taç oluşturan fidanlar
kare şeklinde dikildikten sonra karenin dört köşesinin kesiştiği yerlere
şeftali gibi kısa ömürlü ve küçük taç oluşturan meyve türleri dikilir. Kayısı
ağaçları büyüyüp verim çağına gelince ortada bulunan kısa ömürlü ağaçlar
sökülür. Satranç şeklinde yapılan dikimde birim alana fazla sayıda fidan
dikilmesine karşılık toprak işleme diğer tüm şekillere göre daha zordur (Şekil
1.5).
Sık dikim: Son yıllarda birim alandan önemli verim artışı sağlayan ve kısmen
bodurluk sağlayan anaçlar üzerine aşılı fidanlar ile daha sık dikim yapılan
bahçeler tesis edilmektedir. Avrupa’da daha çok sofralık kayısı
yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. En yaygın olanı 4.5 x 1.5-2
m aralık ve mesafede yapılan dikimdir. Bu mesafelerde dekara 100-120 fidan
dikilmektedir. Sık dikim yapılan kayısı ağaçlarında her yıl düzenli olarak yaz
budaması yapılmalıdır.
Bir dekara dikilecek fidan
sayısının hesaplanması:
1 da 1000 m2
1 da’a fidan sayısı = = = 12.5 adet fidan
Sıra arası x Sıra üzeri 10 m x 8 m
Kayısı bahçesi tesis
ederken uygulanacak dikim mesafeleri anaç, çeşit, toprak ve iklim şartları,
toprak işleme mekanizasyonu ve mücadele yöntemlerine göre değişmektedir.
Sulanabilen ve derin olan topraklara dikimlerde verilecek mesafeler susuz ve
kıraçlara göre daha fazladır.
Fidan dikimi:
Kayısı bahçesi
kurulacak arazi, sonbaharda traktörle derin olarak sürülür ve ertesi sonbahara
kadar dinlenmeye bırakılır. Fidan dikimleri, sonbaharda yaprak dökümünden
başlayarak ilkbaharda tomurcuk kabarmasına kadar devam eder. Kış mevsiminin
ılık geçtiği bölgelerde sonbahar dikimi tercih edilmeli, ancak kışı şiddetli
soğuk geçen bölgelerde ilkbaharda dikim yapılmalıdır.
2.
KÜLTÜREL İŞLEMLER
Kayısı
yetiştiriciliğinde kültürel işlemler; sulama, ilaçlama, gübreleme, budama ve
destek sağlama yardımcı kültürel işlemler olmak üzere beş başlık altında
toplanmaktadır.
2.1. Sulama
Kayısı ağaçları diğer
meyve türlerine göre daha az su istemekle birlikte ağaçların ihtiyaç duyduğu
dönemde ve yeterli miktarda yapılan sulamalarda verim ve meyve kalitesi
artmaktadır. Sulama zamanı ve sayısı ile her sulamada verilecek su miktarı;
uygulanan sulama sistemi, toprak yapısı, iklim koşulları, arazinin eğimi, bitki
çeşidi ve yaşına bağlı olarak değişmektedir.
İklim koşulları, rakım
ve ağaçtaki meyve yüküne bağlı olarak değişmekle beraber genel olarak kayısı
ağaçlarında yılda 5-10 kez sulama yapılmaktadır. Sulamalara, sıcak ve kurak
bölgelerde mayıs sonu-haziran başında başlanır, eylül sonu-ekim başına kadar
15-20 gün aralıklarla devam edilir. Sulamaların tam olarak yapılmaması ve suyun
erken kesilmesi ile ertesi yıl açan çiçek sayısı azalmakta, çiçek ve meyve
dökümü artmaktadır.
Sulama yapılırken
aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
Ağacın sağlığı için suyun ağaç gövdesine değmemesine dikkat
edilmelidir.
Sulama sabahın erken saatlerinde, akşam veya gece yapılmalıdır.
Suyun dengesiz verilmesi meyvelerde çatlamalara, dökülmelere ve
kalite bozukluğuna yol açar.
Ağır topraklarda suyun göllenip zamklaşma ve kök çürüklüğü gibi
hastalıklara yol açmaması için sulama suyunun kontrollü verilmesi gereklidir.
Ağacın kök boğazı çevresine 50 cm kadar yarıçaplı küçük bir çanak
ağaç tacı izdüşümü genişliğinde ikinci bir çanak açılır ve su bu iki çanağın
arasına verilir.
Diğer meyve türleri gibi kayısıda da aşağıdaki sulama yöntemleri
uygulanmaktadır.
2.2. İlaçlama
2.2.1. Önemli Kayısı Hastalıkları ve Mücadelesi
2.2.1.1.
Monilya (Sclerotinia laxa Aderh et Ruhl.)
Mantari bir hastalık
olan monilya, kayısıcılık yapılan tüm bölgelerde görülmektedir. Hastalık;
çiçek, çiçek sapı, meyve ve sürgünlerde zarar meydana getirmektedir. Hastalığın
ilk belirtileri; çiçeklenmeden hemen sonra çiçeğin taç yaprakları üzerinde
başlangıçta yağ lekesi şeklinde ortaya çıkar, zamanla çiçeğin tümü hastalanarak
kahverengine dönüşür ve bu kuruyan çiçekler genellikle dalda uzun süre asılı
olarak kalır. Hastalık çiçek sapından dala geçer. Hastalanan dalın kabuğu
altında kahverengi lekeler oluşur ve bir süre sonra dal tamamen kurur. Hastalık
etmeni dal üzerinde gelişerek yaprakları da hastalandırabilir.
Hastalanmış yapraklar yaprak sapıyla birlikte kahverengileşir ve dal
ile birlikte kuruyarak, bir süre dalda asılı kalır. Meyvelerde ise ilk
belirtiler, hastalanma noktasında kahverengi leke oluşumu ile başlar ve zamanla
tüm meyveyi kaplar. Lekelerin etraflarında açık kahverengi bir halka bulunur. Çürüklük
meyve etinin içine doğru gelişir, zamanla meyve fungus sporları ile kaplanır.
Bu meyveler suyunu kaybederek mumyalaşır ve dalda uzun süre asılı kalır.
2.2.1.2. Yaprak Delen – Çil [Wilsonomyces carpophilus (Lev.)
Adaskaveg,
Ogawa and Butker]
Hastalık; kayısı
ağaçlarının yaprak, meyve, tomurcuk ve genç dalları üzerinde belirti oluşturur.
Yaprak üzerinde oluşan lekeler ilk önce 1 mm çapında, yuvarlak, yağ lekesi
görünümünde olup zamanla kenarları kırmızımtırak, orta kısımları koyu
kahverengiye dönüşebilir. Zamanla bu lekeli kısımlar dökülür ve yaprakta
delikler oluşur. Hastalık etmeni yaprak saplarını da hastalandırmaktadır. Meyve
üzerindeki lekeler ise 1-2 mm çapında, yuvarlak ve dağılmış şekildedir. Ancak
bazen bu lekeler birleşerek sıvama şeklinde meyve yüzeyini kaplamaktadır. Bu
lekelerin ortaları koyu, etrafı açık kırmızımsı renktedir. Zamanla lekeler koyu
kahverengi ve siyaha dönüşmektedir.
Etmen tomurcuk ve
sürgünlerde de zarar yapmaktadır. Etmen daha çok hasta tomurcukların dibinde
kanser oluşturur. Bu kanserler zamanla genişleyerek sürgünün tamamının
kurumasına sebep olur. Hasta tomurcuklar ilkbahar döneminde parlak, zamklı
görünüştedir ve kolayca yerlerinden kopmazlar.
Bu hastalık neticesinde meyvenin kalitesi düşmektedir ve verim
üzerinde % 30-60 oranında kayıplara neden olmaktadır. Kayısı üreticisine
ekonomik manada büyük zararlar vermektedir.
Kültürel önlemler: Sonbaharda hastalıklı tomurcukları bulunduran dallar sağlam kısımdan
budanıp budama artıkları bahçeden uzaklaştırılmalıdır.
Bakteriyel bir hastalık
olup etmenin yapraklarda oluşturduğu lekeler küçük, yuvarlak ve şekilsizdir.
Başlangıçta soluk yeşil yağ lekesi görünüşünde olan bu lekeler, zamanla açık
kahve ve kirli beyaza dönüşmektedir. Bu lekeli kısımlar kurumakta ve dökülmektedir.
Böylece yapraklar delikli bir görünüm almaktadır.
Genç sürgünlerde
başlangıçta kabuk üzerinde kahverengi küçük belirtiler görülür. Bu lekeler
boyuna ve enine büyüme gösterir. Renkleri koyulaşır. Sonra bu belirtiler
sürgünü çepeçevre sarar. Hastalık esas zararını 1-2 yıllık sürgünlerde meydana
getirmektedir. Mayıshaziran aylarında hassas sürgünlerde geriye doğru ölüm
başlar. 5-6 yıl sonra ağaçlar tamamen kurumaktadır. Meyvede ise çağla döneminde
yüzeysel ve meyvenin iriliğine göre değişik ebatlarda lekeler oluşturmaktadır.
Bu lekeler başlangıçta yeşil yağlımsı görünümünde olup yaşlandıkça
koyulaşmaktadır.
Mücadelesi:
•
Kültürel önlemler: Sonbaharda yaprak
dökümü periyodu içinde ağaçlardaki kurumuş sürgünler ve kanser yaraları bulunan
dallar kesilmelidir. Sürgünler ve dallar 3-4 cm sağlam kısım ihtiva edecek
şekilde budanıp imha edilmelidir.
2.2.2.3.
Yaprak uyuzu (Eriophyes similis Nal.)
Kayısı ve zerdali
yapraklarının kenarlarında cep ve küllah şeklinde sarımsı yeşil veya kırmızı
galler meydana getirir. Bu zararlı kışı ergin hâlde ağaç kabukları altında
geçirir.
Mücadelesi:
Kimyasal mücadele: Zararlının
yoğun olduğu bahçelerde en uygun ilaçlama zamanı çiçek tomurcukları açılmadan
önce pembe çiçek tomurcuğu dönemidir. Bu dönemde zararlıya karşı uygulama
kuruluşlarınca tavsiye edilecek bir ilaçla kimyasal mücadele yapılmalıdır.
Kayısı ağaçlarında yaygın olarak görülen hastalık-zararlılar ve
bunlarla mücadele programı aşağıdaki tabloda verilmiştir:
Zararlı ve Hastalık
|
Mücadele Zamanı
|
Kullanılan İlaçlar
|
Dal yanıklığı kızılleke
|
Sonbaharda
yapraklar dökülünce
|
Bordo bulamacı % 2'lik
veya bakırlı ilaç (% 50 metalik bakır)
|
Kabuklu bit
|
İlkbaharda tomurcuklar kabarmadan önce
|
Methidation,
chlorpyrifos ethyl
|
Dal yanıklığı ve kızılleke
|
İlkbaharda
tomurcuklar kabardığında
|
% 1'lik
bordo bulamacı veya bakırlı ilaç (% 50 metalik bakır)
|
Monilya
|
Çiçeklerin
% 5’i açtığında
1.İlaçlama
Çiçeklerin %
100’ü
açtığında 2.İlaçlama
|
Benomyil (benlate),
carbenzadim, dodine, thiram, captan, zinep
|
Kızılleke
|
Meyveler
zeytin çekirdeği büyüklüğüne gelince Kayısı ağaçlarında görüldüğünde
|
Dodine, zinep, thiram
Malathion, diazinon, dichlorovos
|
Yaprak bitleri
|
(nisan,
mayıs, haziran)
|
|
Elma içi kurdu
|
Kayısı
çekirdeğinin sertleştiği siyah renk aldığında
|
Azinphos, methyl, carbaryl,
fention
|
Yazıcı böcekler
|
Nisan-mayıs 1. İlaçlama
Temmuz-ağustos 2. İlaçlama
|
Carbaryl, methiocarb,
azinphos methyl
|
2.3. Gübreleme
Kayısı, sert çekirdekli
meyve türlerinden olup topraktan oldukça fazla besin maddesi kaldırmaktadır.
Kayısı yetiştiriciliğinde iyi bakım ve doğru gübreleme ile kayısıda ağaç başına
meyve verimi daha iyi bir duruma getirilebilir.
Gübrelemeden beklenen
faydanın sağlanması birçok faktöre bağlıdır. Bunlar sulama, hastalık ve
zararlılarla mücadele, budama ve toprak işleme gibi gübrelemeyle doğrudan
ilgisi olmayan kültürel faktörlerdir. Bu faktörlerden birinin yetersiz oluşu
gübrelemenin etkisini ortadan kaldırabilmektedir.
Toprak derinliğinin
yeterli olmayışı, drenaj bozukluğu, yüksek kireç, tuzluluk, toprak bünyesinin
ağır olması, suyun tuzlu ve sert oluşu gibi faktörler de bitkinin gübrelemeye
cevabını kısıtlar ve sağlıklı gelişmesini engeller. Bu bakımdan bahçe
tesisinden önce toprağın ve suyun iyi bir şekilde incelenmesi gerekir.
3.
HASAT İŞLEMLERİ
3.1. Hasat Zamanı
3.1.1. Kayısıda Hasat Zamanının Tespiti