Silifke Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Silifke Ziraat Odası > Çeltik Yetiştiriciliği

Çeltik Yetiştiriciliği

1- GİRİŞ

 Çeltik, ülkemizde temel besin maddelerinden biridir. Başta pilav olmak üzere birçok yemekte kullanılmaktadır. Çeltik Türkiye’nin bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir, fakat en fazla ekiliş alanı ve üretim miktarına sırasıyla Marmara ve Karadeniz Bölgeleri sahiptir. Buna karşılık Ege ve Doğu Anadolu Bölgelerinde ekiliş çok azdır. Yerli üretimimiz iç tüketime yetmemekte ve ülkemiz gittikçe artan oranlarda pirinç ithal etmektedir. Pirinç ithalatımız son yıllarda hızla artarak iç üretim miktarını dahi geçmiştir. Buna karşılık pirinç ihracatımız ise çok azdır. Pirinç üretimimiz iç tüketime yetmemekle birlikte bazı yıllar, yanlış ithalat politikaları nedeniyle, üretici ürününü satamamaktadır. Son yıllarda gerek destekleme alımları, gerekse tüketicinin yerli pirinci tercih etmesi nedeniyle pazarlama sorunları daha az hissedilmekte olsa da, özellikle Amerika’dan ithal edilen pirinçlerdeki standardizasyon ve pazarlama stratejileri bu durumu değiştirmeye başlamıştır ve tüketici ithal pirinci önceki yıllara oranla daha kolaylıkla tercih edebilmektedir.

Bütün bu nedenlerden dolayı çeltik üretiminde verimliliği arttırmamız, bununla birlikte kaliteli üretim yapmalıyız. Çeltik çiftçisi yüksek verim almayı amaçlarken, pirince işleyen fabrikalar randımanı yüksek ve temiz çeltik istemektedir. Diğer taraftan tüketici ise damak tadına uygun ve temiz pirinci tercih etmektedir. Yerli çeltik üretimimizin rekabet gücünü arttırmak için üretimden tüketime kadar geçen zincir içinde yüksek kaliteli ürün hedeflememiz şarttır. Yüksek kaliteli pirinç üretimi; ekilecek çeşidin seçimi ile başlar, tarla hazırlığı, ekim zamanı, ekim sıklığı, gübreleme şekli ve dozu, zirai mücadele ilacı kullanımı, su kesme, hasat zamanı, hasat, kurutma ve depolama yöntem ve şartları, pirince işleme ve pazarlama safhalarında uygun yöntem ve teknolojilerin kullanımı ile devam etmektedir.

Bütün bu üretim zinciri içindeki safhalar en uygun şekilde yerine getirilse dahi, yetişme dönemindeki iklim şartları pirinç kalitesine etki etmektedir.

            2- ÇELTİK TARIMI

 Çeltik, su içerisinde çimlenme kabiliyetine sahip ve kökleri ile suda erimiş halde bulunan oksijenden yararlanabilen tek tahıl cinsidir. Bu sebeple sulu alanlarda çok iyi verim veren ve yüksek gelir getiren bir kültür bitkisi olması yanında ekim nöbetinde de yer almaktadır.

2.1. İklim ve Toprak İstekleri:

 Çeltik, toprak yönünden seçici değildir.Her cins toprakta yetişebilir, kumlu-tınlı yapıdan, ağır-killi yapıya kadar değişen topraklarda yetiştiriciliği yapılabilir.Fakat su geçirgenliği az organik madde miktarı yüksek topraklarda daha fazla verim verir.Çeltik tarımı için optimum pH 5.5-7.5 arasıdır. Saturasyon ekstraktının  elektrik'i kondaktivesi 6-10 mmhos/cm olan topraklar, çeltik tarımına zarar verir. Çeltik, tuzlu topraklara iyi uyum sağlayan bir üründür. Tavalar istenilen büyüklükte yapılabilir. Böylelikle etkin su kullanımı sağlanır, yılın her zamanında derin veya yüzeysel drenaj yapılmasını kolaylaştırır,homojen bir bitki örtüsü sağlar, makineli tarımı kolaylaştırır, yabancı ot kontrolü daha etkili ve kolay olur.

             

            Yetişme Devresi

Kritik Sıcaklık('C)

En Uygun

Sıcaklık('C)

Düşük

Yüksek

Çimlenme

16-19

45

18-40

Fide gelişme,toprağa tutunma

12-35

35

25-30

Köklenme

16

35

25-28

Yaprak uzaması

7-12

45

31

Kardeşlenme

9-16

33

25-31

Salkım oluşum başlangıcı

15

- 

  - 

Salkım gelişmesi

15-20

30

 -

Tozlanma

22

35-36

30-33

Tane doldurma

12-18

 >30

20-29

                        *Çeltik Bitkisinin yetişme devrelerine göre sıcaklık istekleri

 Tohumlar; hastalıksız ve zararlılardan ari olmalı, yabancı ot tohumu içermemeli, kırmızı çeltik tohumu içermemeli, sertifikalı olmalıdır. Sertifikalı tohum verimi arttırır ve kaliteli pirinç elde edilir. 2 yılda bir tohum değiştirilmelidir. Küçük daneli çeşitlerde, 15 kg/da Orta danelilerde, 17-18 kg/da İri danelilerde, 20 kg/da tohum kullanılmalıdır. Atılacak tohum miktarı, çeşidin özelliklerine, ekim zamanına, toprağın verimlilik durumuna göre değişir.

            2.2. Toprak Hazırlığı

 Çeltik tarlası sonbaharda derin olarak sürülmelidir. Kışı öylece geçiren tarla ilkbaharda derin olmamak üzere birinciye çapraz yönde ikinciye sürülür. Bundan sonra tohum yatağının iyi bir şekilde hazırlanması için diskaro ve tırmık geçirilir. Sedde ve tirlerle çevrili tavaların yapılmasından önce tarlanın en yüksek yerinden ana sulama kanalı ve en alçak yerinden ise ana boşaltma kanalları yapılır. Arazide düzleme işlemi yapıldıktan sonra su dağıtma ve boşaltma kanalları yapılır. Bunu tavaların yapılması izler. Sedde ve tirler bel ve kürekle yapıldığı gibi traktöre takılan tesviye bıçağı ve tir pulluğu gibi aletlerle de yapılabilir.


Kaliteli çeltik yetiştirmek için tarla hazırlığında dikkat edilecek en önemli husus tarla tesviyesidir. Bu da lazerli tarla tesviye aletleri ile olur. İyi tesviye edilmiş tarlada tarlanın her yerinde aynı yükseklikte su tutulabileceğinden hasatta da aynı olgunluk ve yapıda tane elde edilebilir. Yine iyi bir tesviye sonucu tarlada gübreleme, ilaçlama gibi bakım işleri daha kolaylıkla ve başarılı şekilde yapılır, bu şekilde de verim artışı da sağlanır. Çeltik tavalarının genişliği tarlanın eğimine sıkıca bağlıdır. Bulunabilecek eğim genellikle % 0.1-0.4 arasındadır. Tavaların küçük tutulması, çeltik yetiştirilecek toprak yüzeyinin azalmasına, sulama, bakım, ot kontrolü ve hasat gibi işlemleri zorlaştırır. Büyük tutulması ise su kontrolünü zorlaştırır, rüzgârlı havada suyun dalgalanması ile de genç bitkilerin zarar görmesine neden olur. En uygun tava genişliği, çeltik yetiştirilecek yerdeki koşullara göre belirlenir. Serin ve sulama suyu soğuk olan bölgelerde tarla başında suyun bekletilerek ısınmasını sağlayacak özel ısıtma tavaları yapılır.

            2.3. Ekim

            2.3.1. Çeltik Ekim Yöntemleri

 Çeltik başlıca fideleme, mibzerle ekim ve serpme ekim yöntemi ile üretilir. Ülkemizdeki üretim yönteminde ekim, göllendirilmiş tavalara elle serpilerek yapılır. Elle serpme ve makine ile serpme dışındaki yöntemler ülkemiz çeltik tarımında uygulanmaz. Dünyada çeltik genelde fideleme veya serpme ekim ile ekilmektedir. Mibzerle sıraya ekim pek yaygın olmamakla birlikte, ABD’de tohumculuk yapan kuruluşlarca uygulanmaktadır.

            2.3.1.1.Serpme Ekim

 Türkiye’de en çok uygulanan ekim yöntemi elle serpmedir. Daha önce ön çimlendirmeye alınmış çeltik tohumları, suyla doldurulmuş ve tapan geçirilerek düzenlenmiş ve suyu bulandırmış (keşanlanmış) tavalara elle serpilir. Bulanık suda dibe çökme ile tohumların üzerinde 0.5-2 cm kalınlıkta bir mil tabakası oluşur ve 5-6 gün sonra tavalardaki su boşaltılır. Tavalar 5-6 gün susuz bırakılır. Böylece genç çeltik bitkileri toprağa tutunup köklerini salar ve ilk yapraklarını verirler. Bu sırada tava içerisinde alçak kısımlarda su birikintileri ve yüksek kısımlarda ise kurumalar meydana gelmemelidir. 

 Fazla su birikintisi, bitkinin tutunmasını engeller, kurumalar ise susuz kalarak ölmelerine neden olur. Bu durum tarlanın iyi tesviye edilip, edilmemesine bağlıdır. Bitkilerin toprağa tutunması sağlandıktan sonra tavalara yeniden su verilir. İlk suyun kalınlığı birkaç cm kadardır, genç bitkiler büyüdükçe su yüksekliği de arttırılır. Bazı ülkelerde uçak veya makine ile de serpme ekim yapılır.

            2.3.1.2.Mibzerle Ekim

 Sıraya ekim için tava genişliğinin çalışmaya uygun olması gerekir. Dar tavalarda mibzerle ekim işi güçleşir. Ayrıca mibzerle yapılacak ekimlerde arazinin çok iyi düzenlenmiş olması gerekir. Mibzerle ekim yöntemi ülkemizde çok az uygulanmaktadır.

            2.3.1.3.Fideleme

 Bu yöntem ayrı tavalarda yetiştirilmiş, fidelerin tarlaya şaşırtılmasına dayanır. Çin, Japonya ve teki Asya ülkelerinde geniş çapta uygulanan bu yöntem, Avrupa’da yalnız İspanya’da uygulanmaktadır. Yurdumuzda uygulama alanı yoktur. Önce özel olarak hazırlanmış yastık tavalarda fideler yetiştirilir. Bir dekar fidelikten alınacak fidelerle yaklaşık 8-10 dekarlık bir tarla fidelenebilir. Fideliğe ekilecek tohumluk miktarı çeşidin birim alana atılması gereken tohumluk miktarının 8-10 katı kadar fazla tutulur. Yetiştirilen çeltik fideleri, ekimden 35-40 gün sonra, 4-5 yapraklı duruma geldiklerinde ve 10-15 cm boy aldıklarında tarlaya şaşırtılabilir. Bitkiler 5-10 gün sonra normal büyümeye geçer ve kardeşlenmeye başlarlar.

 Fideleme yöntemi ile hasat daha erken yapılmaktadır. Ancak fideden üretim bilgi, tecrübe, çeşit ıslahı ve adaptasyon çalışmaları gerektirmektedir. Fideden üretimin serpme ekime göre avantajları bulunmaktadır. Bunlar; başlangıçtaki su gereksiniminin azlığı, ilkbahar soğuklarından (don) kaçınma, tohumluk, su ve işgücü tasarrufu, sonbahar yağışlarından korunma ve en önemlisi mekanizasyon kolaylığı şeklinde özetlenebilir. Bu avantajlarına rağmen fideleme makinesinin ülkemizde bulunmaması ve yurtdışındaki ülkelerde de ülkemiz koşullarına göre pahalı olması büyük bir dezavantajdır.

            2.3.2. Ekim Zamanı

 Çeltik ekim zamanını yetiştirilecek çeşidin vejetasyon süresiyle hava ve sulama suyunun sıcaklığı belirler. Sıcaklık isteği belirgin olan çeltiğin, minimum çimlenme sıcaklığı 16 o C ’dir. Tohum ekilecek suyun sıcaklığı bu derecenin üstünde bulunmalıdır. Değişik iklim bölgelerinde çeltiğin yıl içindeki ekim zamanları da değişiktir. Türkiye’de çeltik ekim zamanı, bölgesel ve iklim özelliklerine göre Nisan ortasından Haziran sonuna dek uzanan 2.5 aylık bir süreyi kapsar. Ekim zamanı yetiştirilecek çeşidin özelliğine de sıkıca bağlıdır. Ekim tarihinin saptanmasında, çeşidin vejetasyon süresi ve çiçeklenme zamanı da göz önünde bulundurulur. Sonbaharda ilk donların erken başladığı Orta Anadolu ve Trakya bölgelerinde ekimin erken yapılması uygundur. Bu bölgelerimizde, ekimin çok erken yapılmasını ise hava ve sulama suyunun soğuk oluşu sınırlayabilir.

 Erken ekimlerde çimlenme ve tutunma sorunları ortaya çıkmakta geç ekimlerde de olgunlaşma olmadan havalar soğumaya başlamaktadır. Bu nedenlerle mayıs ayının ilk yarısı içinde ekim bitirilmelidir Geç ekimlerde havaların soğumaya başlaması nedeniyle gece ve gündüz sıcaklarının çok farklı olması kaliteyi olumsuz etkiler. Ayrıca geç ekimlerde sonbahar yağışlarının başlaması nedeniyle hasattan önce yağış yağar ise bu da randımanı düşürmektedir. Çoğu çeltik ekiliş alanları taban arazide olduğu için sonbahar yağışları nedeniyle bazı yıllar hasat dahi yapılamamaktadır. Bu nedenlerle uygun yetişme süresine sahip çeşitler seçilmeli ve fazla geç kalınmadan ekim bitirilmelidir.

            2.4. Bakım

            Çeltik yetiştirmede başlıca bakım işleri sulama, gübreleme ve yabancı ot mücadelesidir.

            2.4.1. Sulama

 Dünyada değişik çeltik sulama yöntemleri uygulanmakla beraber ülkemizde tarlada 10-20 cm derinliğinde ve devamlı olarak su akışı sağlanarak sulama yapılmaktadır. Bu yöntemde sulamada; ekim su dolu tavalara yapılmakta, 5-6 gün sonra tavalardaki su bitkilerin toprağa tutunması için boşaltılmakta, 5-6 gün bitkilerin toprağa tutunması  sağlandıktan sonra başlangıçta su derinliği 3-8 cm tutularak sulama yapılmakta ve bitkiler büyüdükçe su derinliği arttırılmaktadır. Bitki boyu 30 cm’yi geçince su derinliği 10-15 cm civarında tutularak sulama devam edilir. Hasat için su çiçeklenmeden 30-40 gün sonra kesilir. Sulama suyunun yeterli olmadığı yerlerde kesik sulama uygulanabilir. Daha çok sivrisinek mücadelesi için uygulanan kesik sulama her 8-10 günde bir 2-3 gün süreli olmak üzere tavaların suyu kesilir ve kurutulur. Kesik sulamada, sulama adedi 8-15 arasında değişmektedir. Daima sulama ekim yerlerinin meskenlerden 300 m ve daha uzak olduğu hallerde yapılır. Bu yöntemde su tavalarda akar ve kesilmez. Ancak yabancı ot mücadelesi, gübreleme gibi zorunlu hallerde kesilir. Her iki yöntemde de hasattan 15-20 gün önce tavaların suyu kesilir.

            2.4.2. Gübreleme

 Çeltik tarladan tane ve sap olarak fazla miktarda kuru madde kaldırıldığından, çeltiğin bitki besin maddeleri gereksinimi fazladır. Bu nedenle çeltikte iyi bir verim almak için gübreleme oldukça önemlidir. Özellikle azotlu ve fosforlu gübreler çeltikte verimi arttırmaktadır. Çiftlik gübrelerinin derin sürümden önce toprağa verilmesi uygundur. Daha önce ekilmiş çeşitli baklagil bitkilerinin, derin sürümle toprağa karıştırılması da iyi bir uygulamadır. Fakat yurdumuzda çeltik gübrelemelerinde yalnız ticari gübrelerden yararlanılmaktadır.

Yapılan araştırmalar Amonyum Sülfat gübresinin çeltikte azot kaynağı olarak kullanılmasının diğer azotlu gübrelere göre daha iyi sonuç verdiğini göstermiştir. Çeltiğin yetişme koşulları içerisinde, azotun beslenme ortamından amonyum ve nitrit alınabilmesi, nitrifikasyon olayının sınırlı bulunması, yıkama olayı, azotun bitkide işlenmesi ve anyon alımına olumlu etki yapması nedeniyle, verilen azotlu gübrelerden amonyum sülfatın verime olan etkisi daha fazladır. Fosfor kaynağı olarak da Triple Süper Fosfat kullanılabilir.

 Toprağa verilecek fosforlu ve potaslı gübrenin tamamı ile azotlu gübrenin 1/3’ü ekimden önce toprağa, azotlu gübrenin diğer 1/3’ü kardeşleme, 1/3’ü kaleme salkım oluşum başlangıcı devresinde verilmelidir. Azotlu gübre iki parçada verilecekse yarısı ekim öncesi veya çıkış sonrası diğer yarısı da mutlaka salkım oluşum başlangıcında verilmelidir.Birim alana atılacak gübre miktarı toprak verimliliğine, çeşitlerin gübreye olan reaksiyonlarına göre değişmektedir. Buna göre her üründe olduğu gibi çeltik tarımına başlamadan önce toprağın analiz edilmesi uygun olacaktır. Genelde 8 kg/da saf fosfor ve 15 kg/da saf azot kullanılmalıdır.

Şekil

Gübre Adı

Ekim Öncesi

Kardeşlenme

Salkım Oluşum

 

 

Toprağa

 

Başlangıcında

1

Triple Süper Fosfat(TSP)

18

- 

-

 

Amonyum Sülfat

25

25

25

2

Diamonyum Fosfat

17,5

-

 -

 

Amonyum Sülfat

 -

25

25

3

20.20.0 ile TSP

25

- 

 -

 

 

7

- 

- 

 

Amonyum Sülfat

 

25

25

4

15.15.15 ile TSP

33

 -

- 

 

 

7

 -

- 

 

Amonyum Sülfat

-

25

25

            * Çeşitlere göre Çeltikte uygulanabilecek Gübreleme şekilleri (kg/da)

            2.4.3. Yabancı Ot Mücadelesi

 Çeltiğin önemli bakım işlerinden biri de yabancı otlarla savaştır. Çeltik tarlalarında bol su,besin maddeleri ve uygun sıcaklık bulan yabancı otlar yoğun biçimde gelişirler.Bunlar arasında ,fide ve gelişme devrelerinde morfolojik görünümü bakımından çeltiğe çok benzeyen Darıcan (Echinochloa spp.) başta gelmektedir.Diğerleri; Topalak (Cyperus türleri), Kurbağa kaşığı (Alışma plantağa aguatica L.), Sivri saz (Scirpus maritimus L.), Sivri dikenli sandalye sazı (Scirpus mucronatus L.), Hasır otu (Typha latifolia L.) ve Su menekşesi (Butomus umbellatus L.)

 Yabancı otlara karşı mücadele özellikle Darıcan’la savaş çok önemlidir. Zamanında önlem alınmadığında ilaçla savaş dönemi geçebilir. Yabancı ot mücadelesi dar sahalarda mekanik olarak elle yolma şeklinde yapılabilir. Bu şekildeki uygulamanın pahalı ve zor olması nedeniyle genellikle ilaçlı mücadele tercih edilir. Kimyasal mücadele sırt pulverizatörleri ve traktöre hidrolik kollarına bağlı veya dar demir tekerlekli holderin takılmasıyla, fazla el işçiliğine gerek kalmadan kolayca yapılabilir. İlaçlı mücadelede kullanılacak yabancı ot, ilacının özelliğine göre ekim öncesi toprağa, ekim sonrası su dolu tavalara veya ilaçlamadan birkaç gün önce suyu kesilen ve hiç su kalmayacak şekilde kurutulan tavalara (toprağa) uygulanır. Son uygulamada ilaçlamadan 2-3 gün sonra tavalara su verilir. 


 Çeltikte, zirai mücadele ilacı en yoğun olarak yabancı ot kontrolü için kullanılmaktadır. İlaçlar uygun zamanda ve dozda kullanılmalıdır. Aksi takdirde aşırı dozda ilaç kullanmak zorunda kalınır, yüksek dozda zirai mücadele ilacı kullanımı yabancı otlarla birlikte çeltik bitkisine de zarar verir. Çeltik yanıklık hastalığına daha kolay yakalanır, kardeşlenme üzerine etki eder, kök gelişmesini engeller verimi düşürür. Buna rağmen iklim şartları, hastalığın yayılması için uygun olursa (gecelerin serin olması, gündüzlerin de havaların kapalı ve yağışlı olması, nem oranının ve sıcaklığın yüksek olması) hastalığın ilk belirtileri görülür görülmez yeşil aksam ilaçlaması yapılmalıdır, şartlar devam ediyorsa yeşil aksam ilaçlaması 2. ve 3. defa tekrarlanmalıdır. Pirinçte kalıcı etki bırakacağı için hasada yakın ilaçlamadan kaçınılmalıdır. Yanıklık hastalığı dikkatle izlenip uygun mücadele yapılmazsa verimi ve pirinç randımanı düşürür.