1.1.3.
Genel İstekleri
İklim İsteği: Bağcılıkta başarının temel şartı bağ kurulacak yörenin iklim ve
toprak faktörleri ile asmanın bu ortamlara uyum sağlamasıdır. Bu nedenle bir
yere bağ tesis ederken iklim, toprak, mevki - yön, anaç ve çeşit seçimi gibi
unsurları iyi incelemek gerekir. Ayrıca rüzgârlardan korunmuş yerler bağcılık
açısından daha elverişlidir.
Asma bitkisinin gelişme
evresi oldukça uzundur. Günlük ısı ortalaması 10 0C’yi bulunca
gelişmeye başlar ve sonbaharda ısı ortalaması bu derecenin altına düşünceye
kadar gelişmesini sürdürür. Her üzüm çeşidi meyveleri iyi bir şekilde
olgunlaştırmak için belirli bir ısı toplamına ihtiyaç gösterir. Bağ kurulacak
alanın yıllık aktif sıcaklık toplamının en az 1600 0C olması
gerekir. Ekonomik anlamda bağcılık yapabilmek için yıllık ortalama sıcaklık
9-210C ve sıcak aylar ortalaması 17-200C olmalıdır. Erken
olgunlaşan çeşitlerde tam çiçeklenmeden olgunluğa kadar geçen sürede 1600–20000C,
geç olgunlaşanlarda ise 3000 0C ya da daha fazla sıcaklık toplamına
ihtiyaç duyulur.
Asmanın kökleri derinlere
iner. Bu yüzden diğer bitkilere oranla daha az yağış alan yerlerde de
yetişebilir. Yıllık yağış miktarı yanında, yağışın dağılımı bağcılık bakımından
çok önemlidir.
Kış aylarında ve ilkbahar
başlangıcında düşen yağmurlar asma için çok yararlıdır. İlkbaharın son
döneminde ve yaz başlangıcında devam eden yağışlar özellikle mantari
hastalıkların artmasına sebep olduğundan bağcılıkta sorunlar yaratmaktadır.
Bağcılıkta
iklim faktörleri çok önemlidir. Şayet bağ tesis ettiğimiz bir yerde ilkbahar
donları, omcaların sürgün sürme zamanına kadar devam ederse, yeşil aksam, -1,
-2 0C’nin altındaki ısıdan zarar göreceğinden bitkilerimiz hasara
uğrar. Sonbaharda erken gelen donlar da odun kısmının iyi odunlaşmasına engel
olarak genç omcaların kurumasına sebep olur.
Güneşlenme, hava ve toprak
sıcaklığı ile fotosentez üzerindeki etkisi nedeniyle önem taşımaktadır. Asma,
tanelerinde yüksek oranda şeker biriktirdiği için, güneşi seven bir bitkidir.
Gelişme dönemi boyunca en az 1250–1300 saatlik güneşlenme istemektedir.
Ekonomik anlamda bir bağcılık için bu değerin 1500–1600 saatten az olmaması
gerekir.
Toprak İsteği: Asma kökleri derine giden bir bitkidir. Bu yüzden yumuşak dokulu
topraklardan hoşlanır. Bağlar yazları kurak veya az yağışlı yerlerde en iyi
geliştiğinden bağ toprağının derin ve su tutma kapasitesinin yüksek olması
istenir. Toprak yapısı köklerin gelişmesine olanak veriyorsa fakir topraklarda
bile yetişir. Yerli asmalar, kendi kökleri üzerinde yetiştirildiğinde
topraktaki kirece oldukça fazla tolerans gösterirler. Fakat Amerikan asma anacı
kullanılması gerekirse toprak seçimine dikkat edilmelidir. Kireçli topraklarda
karşılaşılan en önemli sorun, kireç etkisiyle demir, çinko ve manganın yeterli
düzeyde alınamaması sonucunda ortaya çıkan klorozdur. Klorozun bu şekli,
yarayışlı hâle geçemeyen elemente bağlı olarak farklı şekilde sararmalar
hâlinde ortaya çıkan besin noksanlıklarıdır.
1.1.4.
Üretimi
Kültür asması; tohum,
daldırma, çelik, aşı ve doku kültürü olmak üzere başlıca beş şekilde
çoğaltılmaktadır:
Tohumla çoğaltma,
ıslah çalışmalarında daha çok kullanılmaktadır. Asma bitkisi yabancı tozlanmaya
uygun bir bitki olduğu için tohumda açılma olmaktadır. Bu da ıslah çalışmaları
için avantaj sağlamaktadır.
Tohumla
üretimde tohumlar tane etinden ayrılır, yıkanır, kurutulur. Ekim zamanına kadar
kese kâğıtları içinde nemden uzak bir ortamda korunur. Alınan tohumlardaki
dinlenmeyi kaldırmak ve bir örnek çimlenmeyi sağlamak için aralık ocak
aylarında uygun şekilde özel olarak hazırlanmış ve sterilize edilmiş nemli kum
veya harç içine 3-4 cm aralıkla ekilerek 4-5 0C’de 3 ay süre ile
dışarıda veya depolarda katlanmaya bırakır. Tohumdaki dinlenmeyi ortadan
kaldırmak için katlama ile soğuklamanın yanı sıra bazen Gibberelik asit (GA3)
solüsyonu da uygulanabilir. Soğuklama gereksinimi giderilmiş tohumlar mart ayı
başında sıcaklığı 25–27 0C oransal nemi % 80 olan seraya konularak
çimlendirilir. Üç haftada çimlenme olur. Çimlenen fideler, 3-4 yapraklı olunca
saksılara konur. Seralarda yeterli gelişme sağlandıktan sonra alıştırma
seralarına alınır. Yazın gelişen genç asmalar sonbaharda 50–60 cm’lik bir
sürgün meydana getirir. İkinci yılın sonunda bitki boyu 2 metreye yaklaşır.
Daldırma ile çoğaltım
yönteminde ise filoksera zararlısının yaygın olmadığı yerlerde boş olan yerleri
doldurmak için yapılır. Asmanın bir yıllık dalının gövdeden ayırmadan toprağa
daldırılması ve köklendirilmesi ile olur. Bir yıllık dal boş alana doğru
uzatılır. 25–30 cm derinliğindeki çukura gömülür. Dalın ucu toprağın üstüne
çıkarılır. Yanına bir herek bağlanır. Hereğe bağlanan kısım iki göz üzerinden
budanır. Toprağın altındaki gözler köreltilir. Ertesi yıl dalın asma ile toprak
arasında kalan kısmı kesilir.
Çelikle çoğaltım ise çelik
alınacak yıllık çubuklar anaç kütüğünde dibinden bir göz bırakarak kesilir.
Kesilen çubuklar, aynı uçları bir tarafa gelecek şekilde demet hâline
getirilerek çelik kesim ve tasnif yerlerine taşınırlar.
1.2. Bahçe Tesisi
Ülkemizde bir yörede yeni
bir bağ tesis ederken aşağıda açıklanan şekilde elde edilen fidanlar
kullanılmaktadır:
Aşısız yerli asma fidanı
kullanılarak: Bu yöntem, filokseranın yaygın olarak
bulunmadığı yerlerde kullanılır. Köklendirilen yerli asma çelikleri, köklü
fidan olarak bağ kurulan yere dikilmektedir. Bu şekilde kurulan bağcılığa eski
bağcılık da denilmektedir.
Aşılı köklü asma fidanı kullanılarak: Anaçlardan
alınan çelikler ile kültür çeşidinden alınan kalemle, masa başında omega aşı
ile aşılanarak parafinlenir. Sıcaklığı 26 -28 0 C ve oransal nemi
%85- 95 olan aşı banyosunda 21 gün süre ile nemli talaş veya su içinde
katlanarak aşı noktasında yara dokusunun oluşmasıyla kaynaşması sağlanır. Daha
sonra bunlar dış şartlara alıştırılır ve katlama ortamından çıkarılarak
fidanlıklara dikilirler. Fidanlıklarda gerekli kültürel işlemler uygulandıktan
sonra bunlar, aşılı köklü asma fidanı olarak sökülür ve yeni bağ kurulacak
yerlere dikilir.
Tüplü fidanlar
kullanılarak: Ülkemizde çok kullanılmayan bir
yöntemdir. Ancak yaz dikimine olanak sağladığı için çok avantajlı bir
uygulamadır. Bu amaçla çimlendirme odasından çıkarılan aşılı köklü fidanlar
torbalara alınarak dikilirler. Bu fidanlar yarı gölge yerlerde tutularak kök
oluşumu ve sürgün gelişmesi sağlanır. Yaz mevsimi boyunca herhangi bir zamanda
bu fidanlarla bağ tesis edilebilir.
Aşısız köklü anaçların
dikilmesi ve iki yıl sonra yarma aşı ile aşılanması: Bağ tesis edilecek yere dikilen köklü anaçlar, iki yıl sonra yarma
aşı yöntemiyle aşılanır.
Aşısız köklü anaçların
dikilmesi aynı yıl veya bir sene sonra omega aşı makası ile aşılanması: Sonbaharda veya ilkbaharda köklü anaçlar dikilir. Anaçların sürgün
boyu 4 -5 cm olduktan sonra omega aşı makası ile önceden muhafaza edilen tek
gözlü kalemlerle aşılanır. Aşıyı aynı yıl içerisinde yapmak yıl açısından
kazanç sağlar.
Ülkemizde filokseranın
yaygın olduğu yerlerde, aşılı köklü asma fidanı dikerek ya da köklü anacı dikip
yarma aşı ile aşılayarak veya tüplü fidan dikerek bağ tesisi yapılmaktadır.
bağ yerinin seçimine etki
eden faktörleri kısaca açıklayacak olursak:
İklim: Bağ yerinin seçimine etki eden en önemli iklim faktörleri; sıcaklık,
güneşleme, yağış, hava ve rüzgârdır.
Sıcaklık: Asmada sürgün gelişmesi, günlük ısı ortalaması 10 ºC olunca başlar.
Sonbaharda günlük ısı ortalaması 10 ºC’nin altına düşünceye kadar devam eder.
Her üzüm çeşidi, meyvelerini olgunlaştırabilmek için belirli bir ısı toplamına
ihtiyaç duyar. Bu da asgari günlük sıcaklık ortalaması üzerinden 1600 gün ºC
olmalıdır. Erkenci ürün çeşitlerinde sıcaklık toplamı 1600-2000 gün ºC iken
geççi çeşitlerde en az 3000 gün ºC olmaktadır. Asmalar kışın 3 ay kadar kış
dinlenmesine girer.
Bağcılıkta önemli
faktörlerden biri de don tehlikesidir. Eğer ilkbahar geç donları omcaların
sürme zamanına kadar devam ederse -1, -2 ºC’de genç sürgünler zorlanır.
Sonbaharda erken gelen donlarda omcanın odunlaşmasını engellediği gibi
kurumasına da sebep olur. Sıcaklığın -20 ºC’nin altına düştüğü yörelerde büyük
ölçüde don zararı olur. Asmanın yeşil sürgünleri 0 ºC’nin altında zarar görür.
Ayrıca -3 ºC altında bütün yeşil organlar zarar görmektedir.
Güneşleme: Asmanın özellikle yazın ve sonbaharda ışığa ihtiyacı oldukça
fazladır. Üzüm danelerinin renk oluşumu ve asmanın büyümesi için bol ışık
gereklidir. Bu nedenle bağlar, güneş ışıklarının daha dik olarak geldiği güney
veya güney-batı yönlerine meyilli yerlerde kurulduğunda üzümün kalitesi daha
iyi olur ve omcalar güneşten daha fazla yararlanır. Güneşlenme kuru madde
miktarını arttırarak kaliteyi yükseltir. Hastalık kontrolünü de kolaylaştırır.
Yağış ve Hava Nemi: Asmanın su isteği
diğer bitkiler kadar fazla değildir. Yıllık ortalama yağışın 400- 500 mm’yi
bulduğu yöreler asmanın yetişmesi için yeterli olmaktadır. Kış aylarında,
ilkbahar başlangıcında düşen yağmurlar asma için çok faydalıdır. İlkbaharın son
döneminde ve yaz başlangıcında düşen yağmurlar bitkinin büyümesi için faydalı
olmasına rağmen hastalık ve zararlıların gelişmesine sebep olduğundan ve
mücadelesini güçleştirdiğinden bağcılık yönünden faydalı değildir. Ayrıca
çiçeklenme zamanı yağan yağmurlar, döllenmeyi engellediği için dane tutumu az
olur. Yazın çok kurak geçen yerlerde sulama gerekir.
Rüzgâr: Aşırı ve zamansız esen rüzgârlar bağcılığı olumsuz yönde etkiler.
Sürgünler 10–15 cm’ye ulaştığında 3-4 m/sn’den hızlı esen kuzey ve kuzeydoğu
rüzgârlarının etkisiyle sıcaklık düşer ve kurumalar olur. İlkbahar ve yaz
başlarında deniz tarafında esen rüzgârlar, mildiyö ve külleme gibi
hastalıkların artmasına neden olur. Şiddetli esen rüzgârların etkisiyle danede
yaralanmalar veya kabuk kalınlaşması olur. Böylece zararlanma ve kalitede düşme
görülür.
Toprak: Asmaların kökleri oldukça derine gitmektedir. Bağlar; derin, iyi
havalanabilen ve yumuşak dokulu topraklardan hoşlanır. Çok ağır bünyeli, süzek
olmayan, tuzlu ve toksik madde içeren topraklarda bağcılık yapmaktan
kaçınılmalıdır. Vitis vinifera (yerli asma) toprak bakımından seçici değildir.
Ancak Amerikan Asma Anaçlar (AAA) seçicidir. Bu nedenle toprak analizi
yapılmalıdır. Kumlu topraklarda filoksera yaşamadığı için yerli bağcılık
yapılabilir. Bunun yanında çakıllı topraklar kaliteli şarap bağcılığı için
uygundur. Taşlı ve çakıllı topraklar orta mevsim şaraplık bağlara, tınlı
topraklar kurutmalık üzümlere, kalkerli topraklar kırmızı şaraplık üzümlere
uygundur. Kumlu topraklarda yetişen bağlarda alkol fazla olur fakat aroma ve
buket denilen kalite maddeleri az olur. Fazla humuslu topraklarda asma iyi
olgunlaşmaz.
Çeşit ve anaç seçimi: Bağ tesisinde en önemli aşamalardan birisi anaç ve çeşit seçimidir.
Çünkü tesisin uzun ömürlü ve ekonomik bir yatırım olması buna bağlıdır.
Başlangıçta anaç ve çeşit ne kadar uygun seçilirse başarı oranı da o kadar
fazla olur. Bu seçimi yaparken yörenin iklim ve toprak şartlarını dikkatle
incelemek gerekir.
Bağ kurmak için seçilecek üzüm
çeşitlerinde şu özellikler aranmalıdır;
o
Seçilen çeşit, iklim istekleri
yönünden yörenin iklimine uygun olmalı,
o
Yörede ekonomik
olarak tercih edilen çeşitler olmalı,
o
Seçilen çeşit, üretim amacına
uygun olmalı (sofralık, şaraplık, şıralık ve kurutmalık),
o
Döllenme biyolojisi yönünden
seçilen çeşitler birbirine uygun olmalı,
o
Bir bağ kendine verimli üzüm
çeşitleriyle kurulduğu zaman her çeşit ayrı parseller hâlinde dikilmeli (Çünkü
her çeşidin budanması, gübre ihtiyacı,
hastalıklara
dayanımı ve hasadı birbirinden farklıdır.),
o
Bağ kurarken salkımda yeknesak
bir tane tutumunu sağlamak için seçilen çeşitlerin döllenme biyolojisi
açısından çiçek yapılarının iyi bilinmesi gerekir. Çavuş, Tahannebi, Hönüsü ve
Karagevrek gibi morfolojik erdişi fizyolojik dişi çiçek yapısına sahip olan
çeşitler seçildiği zaman (bunlar kendine kısır olduğundan) mutlaka en uygun
dölleyici (babalık) çeşitlerin de seçilerek birlikte belli oranda dikilmesi
gerekir.
Dölleyici çeşit (babalık) seçiminde
dikkat edilecek noktalar şunlardır:
o
Dölleyicinin bol çiçek
tozu oluşturması ve çiçek tozlarının çimlenme
oranının yüksek
olması gerekir.
o
Dölleyici çeşitle, ana çeşidin
çiçeklenme dönemlerinin birbirine uyması gerekir. o Dölleyici çeşidin çiçeklenme döneminin uzun olması gerekir.
o
İki çeşit arasında döllenmede
kısırlık olmamalıdır.
o
Dölleyici çeşidin de o bölge
için ekonomik öneme sahip bir çeşit olması gerekir.
Çeşit seçiminde en önemli
belirleyicilerden birisi de ürünün nasıl değerlendirilip pazarlanacağıdır.
Örneğin, genellikle kurutmalık olarak değerlendirilen Çekirdeksiz üzüm
(Yuvarlak ve Sultani) gerektiğinde sofralık ve şaraplık olarak da satılabilme
avantajına sahiptir. Şunu da unutmamak gerekir ki anaç ve çeşidin bölgenin
iklim ve toprak yapısına uygun olması kadar çeşit ile anacın iyi bir afinite
oluşturması çok önemlidir. Uygun afinite sağlayamayan kombinasyonlarda yavaş ve
zayıf gelişme, silkme, kalitesiz ve küçük tane, verim düşüklüğü ve hatta daha ileriki
safhalarda aşı atma ve kurumalar görülebilir.
Çeşitlerin budanması,
uyanması, olgunluk zamanı farklılık gösterdiğinden karışık çeşitlerle oluşmuş
bağların bakımı, hasadı ve üzümün değerlendirilmesi çok zor olmaktadır. Bağa
konulacak çeşit sayısı en az sayıda tutulmalı; bir veya ikiyi geçmemelidir.
Asmanın
ekonomik ömrü yaklaşık olarak 40 yıldır. İyi hazırlanmayan bir yere tesis
edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısadır. Verimi az olur ve hastalıklara daha
kolay yakalanır.
Yeni kurulacak bağ yeri,
hiç işlenmemiş bir toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir.
Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre
ile gübrelenmelidir.
Bağ yeri seçildikten sonra
toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar
ve çalılar temizlenir. Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler
düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır. Fazla su tutan
yerlerde drenaj için önlemler alınır.
Asmanın iyi büyüyebilmesi,
köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır. Gelişme
toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider.
Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır. Bu tip
toprakların krizma yapılması şarttır. Özellikle yeni bağcılıkta krizma işine
daha çok önem vermek lazımdır. Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma
anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve
süzek olması gerekir. Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce
kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri gelmektedir.
Krizma, bağ toprağının en
az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile
yapılmaktadır. Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken
yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az 6-8
haftalık bir zaman olmalıdır.
Asma fidanları ilkbaharda
veya sonbaharda dikilir. İklimi çok sert geçen yerlerde ilkbahar dikimi, iklimi
ılıman geçen yerlerde ise sonbahar dikimi yapmak daha uygundur. İlkbahar dikimi
yapılacak yörelerde dikim ne kadar erken yapılırsa asma yağışlardan ve büyüme
devresinin uzunluğundan yararlanarak daha iyi gelişir. Dikim işlemine, toprak
tava gelip ısınınca hemen başlanmalıdır.
Asma fidanlarının dikiminden
önce sıralara verilecek yön ile aralık ve mesafe belirlenmelidir. Yön, genelde
arazinin şekli ile ilgili bir sorun yoksa en iyi güneşlenmenin sağlandığı
kuzey-güney doğrultusunda olmalıdır. Şiddetli ve devamlı esen rüzgârların
bulunduğu yerlerde ise telli terbiye sistemleri hâkim rüzgâr yönüne paralel
olmalıdır. Çünkü, bu şekilde bağın iyi havalanması sağlanır. Rüzgârlardan
korunmuş olunur.
Yeni bir tesiste asmalara
verilecek aralık ve mesafeler; seçilen çeşide ve gelişme durumuna, anaca, iklim
ve toprak faktörlerine, toprağın işlenme durumuna ve uygulanacak terbiye
sistemine bağlı olarak tespit edilir.
Taban
topraklarda yetiştirilen kuvvetli çeşitler için omca başına 9-10 m2 gibi
(3 x 3 m) geniş alanlar gereklidir. Zayıf topraklar ve zayıf çeşitler için 4-5
m2 lik (2 x 2 m, 2,5 x 2,5 m) sahalar yeterlidir.
Örneğin; çekirdeksiz üzüm çeşidi için bu
değerler:
Goble'de; 3 x 3; 2.75 x 2.75; 2.50 x 2.50; 2.25 x 2.25 m Ø Telli sistemli
bağlarda ise 3,5 x 3; 3,5 x 2,5; 3 x 2 m olabilir.
Telli
terbiye şekillerinin uygulanacağı bağlarda toprak işleme, ilaçlama, gübreleme
gibi işlemlerde traktörden yararlanılacağı düşünülerek sıra arası traktörün
çalışabileceği genişlikte olmalıdır.
Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama
isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe 1-2 m’dir.
Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu
şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makine gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar,
sıra aralarıysa geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları 1-2 m, sıra araları ise
2-3 m arasında değişir.
Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar
birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince birheksagonal şekil oluşur; zor
bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.
Arazide nasıl bir dikim
yapacağımıza karar verdikten sonra işaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde,
bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makine ile yapılması daha
avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla
karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz
kökleri tamamıyla, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş
sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı
köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur.
Fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm’si toprak üzerinde kalacak şekilde açılan
çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak
şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli
etmek için yanına bir herek dikilir.
Dikim
yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak
dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur.
Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici
dikmek suretiyle yapılmalıdır. Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin
çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.
2. KÜLTÜREL İŞLEMLER
2.1. Sulama
Sulama, toprağın verimlilik
ve yapısına zarar vermeden birim alandan daha fazla ürün almak için yapılır.
Sulama ile asma kök derinliğindeki eksik nem, yapay olarak tamamlanmakta ve
kullanılabilir nemi en uygun düzeyde tutmaktadır. Yağış rejimi düzensiz ve
yetersiz ise bağlarda mutlaka sulama yapılmalıdır.
Ülkemizde bağcılık yapılan
bölgelerde yağışlar, kış veya ilkbahar aylarında düşmektedir. Bu nedenle
topraklarımızda biriken su, haziran ayı ortalarına kadar yeterli olmaktadır.
Ancak haziran ayından sonra iklimi çok kurak geçen yerlerde gerekli olan suyu
mutlaka sulama ile karşılamak gerekir.
Asmanın
normal bir büyüme ve gelişme gösterebilmesi için kök derinliğindeki nem oranı
sürekli solma noktasına düşmemelidir. Nem kapsamı bu düzeye düştüğü zaman asma
devamlı solma gösterir. Köklerin çevresinde su olsa bile tekrar canlanamaz,
büyüme ve diğer bitki fonksiyonları devam edemez. Asma stres belirtileri
göstermeye başlar. Sürekli solma noktası bitki gelişmesinde kritik bir
noktadır. İlkbahar ve yaz dönemi başlangıcında, etkin kök bölgesinde uygun
toprak nemi, yeterli besin maddesi olan ve dikkatli uygulanan kültürel koşullar
altında gelişen asmada, önce kuvvetli bir sürgün ve yaprak büyümesi görülür.
Sonra sürgün büyümesi giderek yavaşlar ve tane irileşmeye başlar. Sürgün
büyümesi, olgunlaşma dönemine doğru giderek azalır. Hasattan bir süre önce ve
sonra iyice yavaşlar. Hasattan sonra sürgün giderek odunlaşır ve yalnızca
sürgün ucu çok az bir büyüme gösterir. Yaprak büyümesi ise tamamen durur.
Çeşide bağlı olarak yeşilden sarımsı yeşile, kırmızıya, kırmızıdan yeşile doğru
değişir ve sonra dökülürler.
Asmanın kök bölgesinde
yeterli nem olduğu sürece bu olaylar normal bir şekilde gelişir. Ancak kök
derinliğindeki nem, yetersiz duruma düşerse asmada şu belirtiler görülür:
Sürgün gelişmesi önce yavaşlar
sonra tamamen durur.
Sürgünler kısa ve zayıf kalır.
Erken odunlaşmaya başlar.
Önce sürgün ucu ve genç
yapraklar solmaya ve pörsümeye başlar.
Yaprak renkleri, canlı yeşil
renklerden koyu grimsi renklere dönüşür.
Eğer su azalmaya devam ederse genç
yapraklar kenarlarından kıvrılmaya başlar.
Yaşlı yaprakların kenarları kahverengileşir. Giderek kurur, ölür ve sonuçta dökülür.
Yaprak koltuklarında
farklılaşan kışlık gözler, verimlilik yönünden farklılaşmaz.
Gelişmekte olan taneler tam
iriliğine ulaşamaz, renkleri tam gelişmez.
Tanelerin kabukları kalın, kuru
madde oranı düşük ve asit oranı yüksek olur.
Olgunlaşma gecikir ve üründe
hem kalite hem de kantite düşük olur.
Şaraplık üzümlerde şarabın
kalitesi düşük olur.
Tane irileşme döneminde yeterli
nem bulamamış ise taneler normal iriliğine gelmez.
Taneler donuk renkli kalır.
Normal koşullarda hasattan
hemen önce veya sonra kök bölgesinde nemin azalması, sürgün gelişmesini
sınırlandırdığı için olgunlaşmayı hızlandırabilir. Ancak bu da tanede (normal
olgunlaşmada olduğu gibi) turgoriteden kaynaklanan diriliği, gevrekliliği ve
tane eti sertliğinde bir artış sağlayamaz.
2.2. İlaçlama
2.2.1. Bağ
Hastalıkları ve Mücadelesi
Bağ Küllemesi (Uncinula Necator): Kurak bölgelerde daha çok rastlanır.
Omcanın yaprak,
sap, sürgün, salkım ve tanesinde görülür.