1. NAR YETİŞTİRİCİLİĞİ
Nar ülkemizde yıllardır yetiştirilen geleneksel bir meyvedir. Son
yıllarda nar, Avrupa ülkelerinin de aradığı bir meyve türü olmuştur.
Nar ülkemizde yıllardır yetiştirilen geleneksel bir meyvedir. Son
yıllarda nar, Avrupa ülkelerinin de aradığı bir meyve türü olmuştur.
Ülkemizin hemen hemen
her bölgesinde nar yetiştiriciliği yapılmaktadır. Özellikle son yıllarda kapama
nar bahçesi Akdeniz ve Ege Bölgesi'nde artmıştır.
Son yıllarda önem kazanan bir ihraç meyvesi olmakla birlikte ilaç,
boya, mürekkep, yağ, hayvan yemi, tanen, sirke gibi ürünlerin elde edilmesinde
hammadde olarak kullanılmaktadır. Bu yüzden meyvenin ileriki yıllarda önemli
bir endüstri bitkisi olacağı izlenimini de vermektedir.
Anavatanı Güneybatı Asya, Güney Asya, Yakındoğu, Ortadoğu, İran, Afganistan, Güney Kafkasya, Anadolu’dur. Dünya üzerindeki yayılışı ise ABD, Arjantin, Azerbaycan, Çin, Fas, Filistin, Hindistan, Irak, İspanya, İsrail, İtalya, Kıbrıs, Mısır, Pakistan, Peru, Özbekistan, Suriye, Suudi Arabistan, Şili, Yugoslav Cum., Yunanistan, Tacikistan, Tayland, Tunus, ve Türkmenistan’dır.
1.1. Tanımı ve Önemi
Nar, içinde küçük çekirdekler ve meyve gövdesini oluşturan yüzlerce tanecikten oluşmuş, hafif ekşi ve bazen tatlı olan, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve türüdür
Nar çok yıllık, çalı
formunda, çok kuvvetli bir kök sistemine sahiptir. Çok gövdeli, çok sık
dallıdır. Erkek-dişi ve erdişi çiçekleri vardır. Meyvesi iri, küresel, üstten
hafif basık olan bir ılıman iklim bitkisidir.
Nar, ülkemizde ve diğer
ülkelerde çok eski zamanlardan beri tanınmasına rağmen son zamanlarda
yetiştirme tekniği, depolama ve taşıma alanlarında yapılan çalışmalar sonucu
fazla tanınan üretimi, tüketimi ve ticareti artan bir meyve durumuna gelmiştir.
Ülkemizde nar üretimi aşağıdaki tabloda
verilmiştir:
Yıl |
Ağaç (adet) (1000) |
Üretim(t) (1000) |
|
Meyveli |
Meyvesiz |
||
1972 |
945 |
164 |
17,5 |
1977 |
1300 |
300 |
29,0 |
1982 |
1440 |
350 |
33,5 |
1987 |
1790 |
528 |
44,0 |
1992 |
2200 |
485 |
50,0 |
1996 |
2350 |
520 |
56,0 |
Narın bitkiler âlemindeki
yeri şöyledir:
|
Âlem |
:Plantae |
|
Şube |
:Magnoliophyta |
|
Sınıf |
:Magnoliopsida |
|
Takım |
:Myrtales |
|
Familya |
:Lythraceae |
|
Cins |
:Pinuca |
|
Tür |
:Pinuca granatum |
|
|
|
Narın insan sağlığına olan
faydalarından bazıları şunlardır:
Tansiyonu olumlu bir şekilde düzenler.
Kalbi koruyarak düzenli çalışmasına destek olur.
Enfeksiyona karşı vücut direncini korur ve artırır.
Enerji verir, yorgunluğu giderir.
İdrar söktürücü etkisiyle toksin atımını sağlar.
Bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur.
Kolesterol ve kan şekerini regüle ederek artmasını engeller.
Bağırsak parazitlerinin düşmanıdır, iyi bakterilerin artmasını
sağlar.
İshali önler.
Ciltte olumlu katkısı vardır, pürüzsüz görünüm sağlar.
100 g narın besin değeri
şöyledir:
Kalori (cal) |
63–78 |
Protein (g) |
0.05–1,6 |
Yağ (g) |
0.9 |
Karbonhidrat (g) |
15.4–19,6 |
Ca (mg) |
3–12 |
Vit. A (IU) (karoten) |
İz |
Thiamine (mg) B1 |
0.003 |
Riboflavin (mg) B2 |
0.012–0.03 |
Niacin (mg) |
0.180–03 |
Tablo 1.2: 100 g narın besin değeri
Ağaç özellikleri: Nar bitkisi 1-5 m boyunca çalı ya da ağaççık şeklinde bulunur. Çok
dallı bir taca sahip olup genç dallar köşeli, koltuk sürgün uçları sivri ve iğ
şeklindedir.
Yapraklar:Yaz sürgünlerinde sık bir şekilde bulunurlar. Kenarları tüylü, üst yüzeyleri dumanlı ve açık yeşil renktedir.
Meyve: Nar meyvesi iri, küresel, üstten hafif basıktır. Olgunlaştığında
kaliks segmentleri tarafından taçlanır. Meyve 5-14 cm çapındadır. İçi tohumla
dolu olup derimsi yapıda bir kabukla kaplıdır.
Kabuk, 1-5 mm
kalınlığında beyazımsı sarı, sarı yeşil veya kırmızı renklidir.
Meyvenin yenen kısmı
danelerden oluşur. Taneler zar şeklinde kabuk uzantılarıyla ayrılmış odacıklara
yerleşmiştir.
Sapa bağlanan bölümde bir göbek, sonra 2-5 adet alt odacık ve 5-8
adet üst odacık bulunur. Odacıkları ayıran zar kısımlarında kabuk daha ince,
alt ve üstte daha kalın ve etli yapıdadır. Daneler bu etli kısma gömülü durumda
bağlıdır. Daneler ince bir zar, pulp ve tohumdan oluşur. Renkleri
beyaz-sarıdan, pembe, kırmızı ve koyu kırmızı mora kadar değişir.
Hasat edilen meyveler dayanıklı meyve kabuğu nedeniyle depolama ve
taşıma sırasında diğer meyvelere oranla daha az zarar görür. İri meyve yapısına
sahip olduğu için hasat kısa zamanda yapılır.
Tohumlar
köşeli ve serttir. Bazı çeşitlerde tohum kabuğu (testa) sert değildir ve nar
daneleri yenilirken tohumlar ağızda fark edilmez. Bu tip narlara “çekirdeksiz
nar ” adı verilir.
Çiçek: İki eşeyli, büyük, kendine özgü nadiren sarı ya da beyaz renkte ve
kokusuzdur. Diğer meyve türlerine göre daha geç çiçek açtığı ve çiçeklenme
periyodu uzun olduğu için çiçeklenme döneminde oluşabilecek ilkbahar geç
donlarından korunur.
Ağaçta uzun
zaman periyodunda gerçekleşen çiçeklenme nedeniyle soğuk zararı söz konusu olsa
da yeni açan çiçekler sayesinde üretici zarar görmez.
Nar genellikle nisan sonu haziran ayı
arasında çiçeklenir. Çiçeklenme periyodu yaklaşık 1- 1.5 ay kadar sürer. Bu
çiçeklenme süreci ardından ağaç üzerinde çoğunlukla iri meyvelerin yanında, geç
açan çiçeklerden oluşan küçük meyveler de yer alır. Meyve olgunlaşması ise
genellikle ağustos sonu ile kasım ortasına kadar sürmektedir.
Döllenme biyolojisi: Tozlanma büyük ölçüde böceklerle olur. Bazı narlar ise kısır
çiçeklere sahiptir.
Nar yetiştiriciliğinde
çeşit seçimi oldukça önemlidir. Çeşit seçiminde dikkat edilmesi gereken
hususlar şunlardır;
Bölgeye adapte olmuş o yörenin iklimine, hastalıklara dayanıklı,
Verimi iyi,
Meyveleri insanların göz zevkine ve damak tadına uygun,
Taşımaya dayanıklı
olmalıdır.
Çeşit seçiminde ticari
amacına göre sofralık ya da endüstri çeşitlerinin yetiştirilmesine karar
verilmelidir. Ayrıca, bu çeşitlerin meyvelerinde irilik, kabuk rengi ve kalınlığı,
dane rengi, yumuşak çekirdeklilik, sululuk gibi özellikleri ihtiyaca cevap
verebilmelidir.
Yurt içinde sevilen nar
çeşitleri hafif mayhoş veya tatlı çekirdeksiz ve iri meyveli olanlardır.
Avrupa’ya ihracat için özellikle kabuk ve dane rengi kırmızı ve mayhoş çeşitler
seçilmelidir. Arap ülkelerine ihracat için ise tatlı narlar tercih edilmelidir.
Ayrıca nar suyu veya nar ekşisi elde etmek için yine kırmızı daneli ve ekşi
mayhoş narlar uygundur.
Yetiştiriciliği yapılan
bazı önemli nar çeşitleri 07 N 08 Hicaz nar, İzmir serisi Hicaz (“İzmir” serisi
olarak tescil ettirilen 12 adet yumuşak çekirdekli (1, 15, 23, 26, 1261, 1265,
1267, 1445, 1453, 1465, 1479, 1483), 6 adet tatlı-sert çekirdekli (2, 8, 10,
12, 16, 29) ve 3 adet mayhoş nar (1264, 1499, 1513) çeşitleri kullanılır.), 33
N 16 Silifke aşısı, 33 N 26 Çekirdeksiz (VI), 01 N 03 Fellahyemez II, 26/ 3
Çekirdeksiz, 33 N 24 Beynarı, Suruç, Ernar ve Erdemli-Aşınar (33 N 11)dır.
Bu çeşitler tadı,
rengi, erkenciliği gibi değişik özellikler bakımından öne çıkmış çeşitlerdir.
Nar yetiştiriciliğinden amaç para kazanmak olduğu için pazar talebi en fazla
olan çeşitler tercih edilmelidir.
Bu çeşitler içinden
Hicaz nar Avrupa pazarlarında son yıllarda daha fazla tercih edildiğinden
pazarı düşünerek tercih edilmesi gereken bir çeşittir.
Hicaz nar: 1513 Hicaz nar rengi ve iriliği ile daha bir albeniye sahiptir. 1499
cinsi Hicaz nar epilepsi bir yapıdadır. 1513 cinsi hicaz nar ise ender bulunan
bir nar olup daha basık ve irice bir görünüm sergilediğinden dolayı rağbet
edilen bir cinstir.
Elde edilen bulgulara göre dondurulmaya en uygun çeşit olarak İzmir
16, 1513 ve 1499 nu. lı Hicaz nar çeşitleri görülmüştür.
Hicaz nar diğer mayhoş
nar çeşitlerine göre soğuğa toleransının fazla olduğundan tercih edilir. Hicaz
nar dikildiği yıl iyi bakım şartlarında ağaç başına 0,5-2 kg kadar verim yapsa
da genellikle geç çiçek açtığı için verim yok kabul edilir.
2. yılda 3-5 kg, 3.
yılda 10-15 kg, 8. yıldan itibaren 25 yaşına kadar 80-100 kg verim yapabilir.
Hicaz nar bu yaştan
sonra gençleştirme budamasında gençleştirilerek 100–150 yıl faydalanılabilir.
Silifke aşısı:
Narın pomolojik
sınıflandırılması aşağıdaki gibidir:
Çeşit |
Kaynak |
Kabuk rengi |
Dane rengi |
Sertliği |
Tat |
Hicaz narı |
Alanya |
Kırmızı-sarı |
Koyu kırmızı |
Orta |
Ekşi-tatlı |
Çekirdeksiz |
Anamur |
Kırmızı-sarı |
Pembe
kırmızı |
Yumuşak |
Tatlı |
Silifke aşısı |
Silifke |
Kırmızı |
Kırmızı |
Yumuşak |
Ekşi-tatlı |
Lefan |
İskenderun |
Sarı-kırmızı |
Pembe |
Orta |
Ekşi-tatlı |
Katırbaşı |
Dörtyol |
Sarı-kırmızı |
Kırmızı |
Orta |
Ekşi-tatlı |
Aşı nar |
? |
Sarı-pembe |
Pembe |
Orta |
Tatlı |
Fellahyemez |
Ceyhan |
Sarı-pembe |
Pembe |
Yumuşak |
Tatlı |
Gevrek nar |
Ayalık |
Açık pembe |
Pembe |
Yumuşak |
Tatlı |
İzmir 8 |
İzmir |
Pembe |
Kırmızı |
Sert |
Tatlı |
İzmir 1445 |
İzmir |
Pembe |
Pembe |
Yumuşak |
Tatlı |
Kara |
Ayvalık |
Pembe |
Kırmızı |
Sert |
Tatlı |
Çevlik |
? |
Pembe |
Tatlı |
Sert |
Tatlı |
Tablo 1.3: Narın pomolojik
sınıflandırılması
İklim istekleri:
İklim ve toprak
istekleri bakımından seçici değildir. Deniz seviyesinden 1000 m yüksekliğe kadar
hemen her yerde yetiştirilir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı
geçen yöreler uygundur.
Nar yıllık ortalama 500
mm’lik yağış ister. Bu yağışın çoğuna ilkbaharda ihtiyaç gösterir.
Yazın yağan yağmurlar
meyve kalitesini bozar. Olgunluğa yakın dönemde yağan yağmurlar ise meyve
kabuğunun çatlamasına neden olur. Meyve oluşumu döneminde kuru hava koşulları
en kaliteli meyvenin oluşmasını sağlayarak pazar değerini artırır.
Bitki genellikle -10 0C’ye kadar dayanır. -15 0C
ve daha düşük sıcaklıklarda dallar, -20 0C’de bitki zarar görür.
Tropik iklimlerde her dem yeşil olmasına karşılık, subtropik ve ılıman
bölgelerde yaprağını dökmekte ve çok az bir soğuklama ihtiyacı göstermektedir.
Geç çiçek açtığı için
ilkbahar geç donlarından zarar görmez. Geç olgunlaşan çeşitlerde meyve sonbahar
erken donlarından etkilenebilir. Çiçeklenme 50–70 gün, vegetatif gelişme
180–215 gün, meyve gelişmesi 120–160 gündür.
Toprak istekleri:
Nar, çok çakıllı kumlu
topraklardan, killi ve ağır topraklara kadar hemen her türlü toprak tiplerinde
yetişebilir.
Ekonomik ürün alabilmek
için en uygun topraklar derin, tınlı, geçirgen, hafif alkali, organik
maddelerce zengin olanlardır. Ayrıca çok kurak ve çok nemli toprak koşullarında
da yetişebilir. Birçok bitki türü için zararlı olabilecek yüksek tuz miktarına
tolerans gösterebilir.
Her iklim şartında 150
ile 200 yıl kadar yaşayabilmektedir. Toprak alkali veya asit olabilir.
Nar bahçelerine
dikilecek fidanlar mutlaka 1 yaşında olmalıdır. Daha yaşlı fidanlarla kurulacak
bahçelerde şekil vermek mümkün olmadığı için tercih edilmez.
Mutlaka
2 veya daha fazla yaşlı fidanlarla bahçe tesis edilecekse 1. yılsonunda şekil
verilmiş ve tüpe alınmış ya da baştan tüplü fidanlar tercih edilmelidir.
Nar
bahçesi, doğrudan çelikle ya da köklü fidanlarla kurulabilir. Ancak çeliklerin
doğrudan bahçeye dikilmesi çeşitli bakım güçlükleri ve verim kayıplarına yol
açacağından nar çeliklerinin bir fidanlık parselinde köklendirilip bir yıl
süreyle burada bakımları sağlandıktan sonra boylama yapılarak bahçeye
dikilmeleri daha iyi sonuç verir.
Nar yetiştiriciliğinde
toprak öncelikle yaz aylarında pulluk tabanını kırmak için dip kazanla işlenir.
Daha sonra pullukla derin sürüm yapılır. Sonbahar döneminde ise 40-60 cm
derinlik ve çapta dikim çukurları açılır. Çukurlar üst toprak ve yanmış çiftlik
gübresi karışımıyla doldurularak yabancı otlar temizlenir.
Nar fidanları
sonbaharda yaprak dökümünden başlayarak kış ayları boyunca ve erken ilkbaharda
dikilebilir. Kışları çok soğuk geçmeyen bölgelerde sonbahar dikimi daha
uygundur.
Dikim yapılırken
fidanın çelik kısmında tırnak kalmışsa kesilir. Zayıf sürgünler alınır, fazla
uzun kökler kısaltılır. Sürgünün 50–60 cm’den tepesi alınır.
Sürgün yeterince boylanmamış, zayıf gelişmişse dikimden hemen sonra
2–3 göz üzerinden kesilerek gelecek yıl için kuvvetli sürgün oluşumu sağlanır.
Sonra daha önce toprak - gübre karışımı doldurulmuş çukurdan fidanın çelik
kısmının tamamı toprak içinde kalacak kadar karışım alınır. Fidan buraya yerleştirilerek
tekrar aynı toprak gübre karışımı ile takviye yapılır. Fidan diplerindeki
toprak ayakla iyice bastırılır. Can suyu vermek üzere etrafına küçük bir çanak
yapılır. Çok rüzgârlı bölgelerde karşılıklı iki herek çapraz olarak fidana
yaklaştırılarak bağlanır.
Nar ağaçları, sıcak ve
kuru hava şartlarının yanı sıra nemli ve serin toprak şartlarından hoşlanır.
Yağışların yeterli olmadığı dönemlerde narlarda sulama şarttır.
Kaliteli, bol ürün elde
etmek ve meyvelerin çatlamasını önlemek için düzenli sulamanın 10-15 gün arayla
yapılması gerekir.
Narın sulama zaman ve miktarı iyi ayarlanmalıdır. Eksik, aşırı ya da
düzensiz sulamalarda meyve kabuğunda çatlamalar görülür.
Narlar genellikle tava ve karık yöntemi ile sulanır. Damlama sulama,
mini spring veya sızdırma usulü sulama narlar için en idealidir.
Özellikle odun
gözlerinin sürmesi, çiçek tomurcuklarının görünmeye başlaması ve meyve
gelişmesi döneminde bol miktarda sulanmalıdır.
Meyve olgunlaştığında, derimden 10–15 gün
önce sulama kesilmelidir.
Meyve çatlamaları: Genellikle olgunluk ile meydana gelir. Olgunluk ilerledikçe hasat edilmeyen meyvelerde çatlama miktarı artar. Çatlama, kabuğun meyvenin iç gelişme basıncına dayanamamasından meydana gelir.
•
Meyve çatlamasının başlıca
nedenleri;
•
Olgunluk zamanı,
•
Aşırı ve düzensiz sulama,
•
Kabukta güneş yanıklığı ve
fiziksel zararlar,
•
Hasat zamanı aşırı yağışlar,
•
Bitki beslemedeki dengesizlik,
•
Yüksek gece-gündüz sıcaklık
farkı
•
Kuraklık sonrası esen sıcak
rüzgar,
•
Bazı hastalık ve zararlılar
başlıca nedenleridir.
Kahverengi leke hastalığı: Hastalık ilkbaharda genç yapraklar, çiçek ve küçük meyvelerde
görülür. Yapraklarda küçük, düzensiz ve koyu renkli lekeler meydana gelir.
Hastalık ilerledikçe bu lekeler genişler.
Fotoğraf
2.3: Kahverengi leke hastalığı
•
Mücadelesinde;
o
Çiçek tomurcukları
belirginleşmeye başladığı dönemde,
o
Taç yapraklar dökülünce,
o
Meyveler yarı büyüklüğe
ulaşınca yapılacak fungusit uygulamaları başarılı sonuçlar verir. Enfekteli
ürünler uzaklaştırılarak imha edilmeli, sık dikim yapılmamalıdır. İyi budama
yaparak ağacın havalanması sağlanmalıdır.
Meyve çürüklüğü: Hastalık meyveleri enfekte eder. Kabuk üzerinde düzensiz, sert
birçok siyah şekilde nokta bulunur. Bu lekenin etrafı kalın koyu renkli bir
hale ile çevrilidir.
İklim koşullarına göre ve çeşit duyarlı
olduğunda tüm yüzey bu lekelerle kaplanabilir.
Mücadelesinde; o Tam çiçeklenme döneminde, o Meyveler
fındık iriliğine gelince, o Meyveler 1/3
iriliğe ulaşınca, o Meyveler yarı
büyüklüğe gelince fungusit uygulamaları önerilir. Kültürel uygulamalara da
dikkat edilmesi gerekir.
Aspergillus meyve çürüklüğü: Hastalık meyvenin olgunlaşma döneminde daha çok görülür. Depolanan narlarda önemli bir sorundur. Taç yaprağa yakın meyve üzerinde önce renk açılması görülür.
Enfekte olan bölgede kabuk yumuşar, sulu bir görüntü alır. Bu kısma çürükçül böceklerin de gelmesiyle hastalık hızla ilerler. Meyve kesildiğinde tüm meyve içinin siyah renkli fungus ile kaplandığı görülür. Penicilium ve
Trichoderma meyve çürüklükleri: Genellikle kaliksteki (meyve tacı) herhangi bir böcek zararından sonra görülen çürümelerdir. Depolanan narlarda asıl meyve çürümelerine yol açarak zarar meydana getirir. Meyve dışarıdan sağlam görünse de içi açıldığında tamamen çürümüş olduğu görülür.
Güneş yanıklığı: Olgunluk zamanı özellikle koyu renkli nar meyvelerinde gün boyu aşırı ışıklanma nedeniyle meyve kabuğunun yanmasıdır. Yanan bölge tamamen siyah bir renk alır ve zamanla bu bölgede küçük çatlaklar oluşur.
Güneş
yanıklığında mücadelede kaolin gibi örtücü bir madde ya da gölgeleme ağları
kullanılabilir.
Gövde zamklanması: Hastalık etmeni toprak kaynaklı bir fungustur. Ağır su tutan
drenaj problemi olan yerlerde hastalık daha hızla yayılır. Özellikle toprağa
yakın olan kök boğazında kuruluk görülür. Daha sonra kabuk dokusu çatlar.
İletim demetleri fungusun enfeksiyonu nedeni ile tıkanır, kahverengileşir.
Ağaçta sararma ve gelişme geriliği başlar. Şiddetli enfekte olan bitkiler
kurur.
Mücadelesinde; o Damlama sulama yöntemi
ile sulama yapılmalı, o Sulama sırasında gövde ve kök boğazı ıslanmamalı, o Toprağa bol organik
madde verilmeli, o İlkbahar, yaz ve sonbahar sürgülerine fungusit uygulanmalıdır.
Ayrıca kök boğazı ve gövdeye uygulanan fungusitlerin de faydası olur.
Mücadelesinde o Kış ve ilkbahar aylarında, gövde ve dalların % 1’lik bordo
bulamacı veya bakır içerikli diğer ilaçlarla iyice yıkama şeklinde
ilaçlanmalıdır.
Harnup güvesi: Nar meyvelerini kurtlandırarak meyvelerin çürümesine ve pazar
değerinin düşmesine neden olmaktadır. Zararlı, yumurtalarını ben düşme
döneminde özellikle güneş gören meyvelerin kaliksine (meyve tacı) genellikle
tek tek bırakmaktadır.
Yumurtadan çıkan larvalar, ilk önce meyve
tacına daha sonra ise meyve içerisine girerek tanelerde beslenmektedir. Bu şekilde
zarar görmüş nar meyvelerinin dış kabuğunda önce kahverengileşme daha sonar ise
meyvenin tamamının çürüdüğü görülmektedir.
Nar yaprakbiti: Yaprak altında, sürgün uçlarında, çiçek ve meyveler üzerinde
yerleşerek koloniler oluşturan zararlı, daha çok sık dikim yapılmış, düzenli
budama yapılmayan, nem oranı yüksek, yoğun ilaçlamaların yapıldığı bahçelerde
sorun oluşturur.
Nar yaprakbiti, bitki öz suyunu emerek
beslenir. Salgıladığı tatlımsı sıvı madde ile fumajine (siyah küf tabakası)
neden olur. Yoğun fumajine bağlı olarak bitki gelişimi zayıflar, ürünün
kalitesini ve pazar değerini düşürür.
Nar beyazsineği: Yaprak üzerinde çok yavaş hareket eden erginlerin bulundukları
yaprak yüzeyi ve üzerleri beyaz toz şeklinde mumsu madde ile kaplıdır.
Beyazsinek erginleri, nar yaprakları oluşmaya başladığında görülür.
Nar
beyazsineği, bitkinin yaprak altında beslenerek bitkiye doğrudan zarar verdiği
gibi yoğun tatlımsı madde salgılayarak fumajine de neden olur.
Gübreleme yaprak ve
toprak analiz sonuçlarına göre yapılmalıdır. Bilinçli bir gübrelemenin amacı,
bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini gereken miktarda ve zamanında,
bitkinin alabileceği formlarda toprağa vermektir. Eğer analiz yaptırılmadıysa
ve besin elementi noksanlığı belirtileri görülmüyorsa narlarda organik gübre
uygulanır.
Narların gübrelenmesi
konusunda yapılan araştırmada, organik gübrelerin gelişme, verim ve kaliteye
çok önemli etkisi olduğu saptanmıştır. Narlara verilecek çiftlik gübresi iyi
yanmış olmalıdır. Dekara 2–3 ton çiftlik gübresi sonbahar-kış aylarında bütün
bahçeyi kaplayacak şekilde verilerek çapa ile toprağa karıştırılmalıdır.
Nar için yeşil
gübreleme yapılması da yararlı sonuçlar verir. Bunun için bakla, fiğ gibi
bitkiler nar bahçesinin tamamına ekilir. Ekimi yapılan bitkiler çiçeklenme
döneminde bahçe sürülerek toprağa karışımı sağlanır. Bu bitkilerin toprağı
azotça zenginleştirmesi bakımından da yararları vardır.
Azot nar için oldukça
önemlidir. Sürgün gelişimi ve meyve büyümesi için azotlu gübre kullanımı
şarttır. İlk yıllarda ağaç başına 50 - l00 g saf azot amonyum sülfat 250 – 500
g verilmesi yararlı sonuçlar verir. Tam verime geçtikten sonra bu miktar ağaç
başına 200 – 300 g olarak l - l,5 kg çıkarılmalıdır.
Azotlu
gübreler erken ilkbahar ve yaz aylarında olmak üzere 2 defa verilir. Yukarıda
belirtilen miktarın 2/3’ü mart ayında, l/3’ü ise haziran-temmuz aylarında
verilmelidir.
Gübrelemeden sonra ağaç
hemen sulanmalı, sulamayacaksa çapa ile toprağa karıştırılmalıdır.
Fosforlu gübreler ise
çiçeklenme, meyve tutumu ve kök gelişmesiyle ilgilidir. Narın fosfor ihtiyacı
tam verim çağında l00–200 g saf fosfor triple süper fosfat olarak yaklaşık 250
– 500 g olarak belirlenmiştir. Fosforlu gübreler kış aylarında dal uçlarının
ulaştığı bölgelerde 20 – 30 cm derinlikte ağaç çevresinde açılan 4 – 6 adet
çukura verilerek üzeri kapatılır.
Organik gübrelerde
olduğu gibi ticari gübrelerin uygulanmasında da toprağın fiziksel ve kimyasal
yapısı, ağacın durumu iyi gözlenmelidir. Toprak ve yaprak analizi yaptırdıktan
sonra gübre uygulamasının yapılması en ideal durumdur.
Seyreltme: Etek dalların yere değmemesi
için uçları alınmalıdır. Ağaçlar yaşlandığında tepede seyreltme yapılmalıdır.
Destekleme (herekleme): Ağaçlar büyüyüp
yaşlandıkça dallar, yaprak ve meyvelerin olgunlaşması ile aşağı doğru sarkar.
Ürünün fazla olduğu özellikle olgunluğa doğru dalların kırılma tehlikesi daha
da artar. Bunu önlemek için dallara herek vererek kırılmaları önlenir.
Çapalama: Dikimden sonra yapılacak en
önemli işler arasında yer alır. Çapalama, sıra arası mesafelere ve yetiştirme
tarzına göre ya makinelerle ya da insan gücüyle yapılır.
Dikimden 10 -20 gün sonra ilk çapaya
başlanarak kök boğazı doldurulur. Genellikle her sulamadan sonra çapa yapılır.
Çapalama 10-
25 cm derinliğe kadar yapılır ve faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz: o
Toprağın yüzeyini gevşeterek toprağın havalanmasını
temin eder.
o
Toprağın ufalanmış durumunu muhafaza ederek toprak nemini korur.
o
Sulama ve yağmurdan sonra meydana gelen kaymak tabakası
Ot kontrolü: Nar bahçesinde yetişen
yabancı ve yabani otlar ya ilk devrede yabancı ot ilacı kullanılarak temizlenir
ya da çapalama ve elle yolunarak temizlenir.
Büyük alanlarda
işgücünden tasarruf etmek için ilaçlı mücadele daha uygundur.
UYGULAMA
FAALİYETİ
Nar hasadı, çeşitlere
ve bölgelere göre değişir. Hasat genellikle ağustos sonunda başlar kasım
ortalarına kadar devam eder.
Nar uzun çiçeklenme dönemi nedeniyle olgunlaşması farklı zamanlarda
olur. Bu yüzden hasadın 2–3 defada yapılması gerekir.
Fotoğraf 3.1: Hasada gelmiş narlar
Hasat sonbahar
erken donlarından ve yağışlardan önce bitirilmelidir.
Narlar tam çiçeklenmeden 5–7 ay sonra hasat olgunluğuna gelir. Nar
hasadı, meyveler üzerinde 1- 2 mm uzunluğunda sap kalacak şekilde makasla
kesilerek yapılır.
Özellikle
hasat sırasında meyveleri yere düşürmemek ve darbelerden korumak meyve
çürümesini önleyeceğinden narın kalitesi artar. Kasalara dizilirken iki sıradan
fazla dizilmemelidir.
Narda olgunluk
ölçütleri genellikle çeşide özgü, şeker/asit oranı, kabuk ve dane rengidir.
Çeşide özgü optimum şeker/asit dengesi, dane ve kabuk rengine erişmesine
bağlıdır.
Erken hasat meyvenin
kalitesini düşürür. Tam olgunluğu beklemek ise yetiştiriciyi meyve çatlaması
ile karşı karşıya bırakır.
Narların ambalajlanması
pazarlama açısından oldukça önemlidir. Meyvelerin seçimi, boylanması ve
paketlenmesi pazar açısından özellikle ihracatta önem arz eder.
Narların seçme ve boylamasının elle yapılması daha uygun olup
meyveler birbirine değmeyecek şekilde paketlenmesine dikkat etmek gerekir.
Narları renk, olum
zamanı gibi çeşitli şekillerde sınıflandırmak mümkün olsa da dünyada kabul
görmüş sınıflandırma şekli tatlarına göre yapılır. Bunlar;
Asitliği 0–1 arasında
olanlar (tatlı narlar): Herhangi bir tedavi edici
özelliği bulunmayan hoş aromalı, sofrada yemesi zor dolayısıyla şu an için
üretimi yeterli narlardır.
Asitliği 1-2 arasında
olanlar (mayhoş narlar): Hem sofrada iştahla
yenebilen hem de suyu rahatlıkla içilebilen mayhoş narlar son yıllarda çok
tercih edilir olmuştur. Mayhoş narların içinde yer alan Hicaz nar çeşidi hem
meyve kabuğu hem dane rengiyle diğer bütün mayhoş narlardan üstünlük
sağlamıştır.
Meyve kabuğu
rengi sarı üzerine % 95 kırmızı ve dane rengi vişneye yakın koyu kırmızı olan
bu çeşit albenisiyle Avrupa pazarını adeta esir almıştır. Yüze yakın mahalli ve
ıslah çeşidi varken ülkemizde son yıllarda nar diye dikilen her 100 ağaçtan
95’i Hicaz nar’dır.
Hicaz nar diğer
mayhoş nar çeşitlerine göre soğuğa toleransının fazla olması dolayısıyla da
tercih şansını artırmaktadır.
2+ daha fazla olanlar
(ekşi narlar): Ekşi narlar konsantre nar ekşisi
dışında fazla kullanım alanı bulamamıştır. Çünkü tatları safrada yemeye ve
suyunu içmeye uygun olmayacak derecede ekşidir.
Son zamanlarda
başta kolesterol ve tansiyon düşürücü olarak kullanılan nar çeşitleri mayhoş ve
ekşi narlardır.
Narlar meyve kabuğunun
özel yapısından dolayı çeşitli koşullarda 4–6 ay süreyle depolanabilir. Narlar
depolanmaya çok uygun olduğundan ve kışın fiyatının 2–3 kat arttığından oldukça
kârlı iyi bir yatırımdır.
Hicaz narı depolamaya en dayanıklı türdür. Ekim ayı içerisinde hasat
edilen hicaz narları kasalara konularak güneş görmeyen serin bir depoda 10 gün
bekletildikten sonra poşetlere konularak 6–7 ay bekleyebilir. Bu durum
piyasanın hicaz narından 6–7 ay faydalanmasını sağlar. Hem üretici hem de
tüketici açısından bu durum çok olumludur.
Narların depolanmasında en emin ve en az kayıpla ulaşılacak başarı
modern soğuk hava depolarıdır. Sıcaklık ve nispi nemi ayarlanabilen bu
depolarda 1–2 oC'de % 85–90 nispi nemle meyveler muhafaza
edilebilir.
Nar 4–6 ay süreyle
depolanabilen ve bu nedenle piyasa durumuna göre pazarlanabilen bir meyve türü
olduğundan özellikle ihracat şansı çok yüksektir. Taze meyve yanında işlemiş
nar ürünleri dış pazarda daha fazla ilgi görür.
Nar suyu dondurulmuş konsantre olarak Japonya ve Rusya’ya
pazarlanmakta, elde kalan nar çekirdekleri (bitkisel yağ kaynağı olarak) ise
İsrail’e satılmaktadır. Kaliteli nar meyveleri üretildikçe iç pazarda da
tüketim ve dolayısıyla talep artmaktadır.
UYGULAMA
KAYNAK
: MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)