1.4.
Genel İstekleri
Kivi
genelde kışları ılık, yazları sıcak ve nemli olan bir iklime ihtiyaç
duymaktadır. Don olaylarına dayanıklı değildir. Bu nedenle ikbahar ve sonbahar
donlarının görülmediği yerlerde yetiştirilmesi uygundur. İlkbaharda gözlerin
sürmesi ile yaprak dökümü arasında 230- 260 gün don olmayan yerlerde
yetiştiriciliği rahatlıkla yapılabilmektedir. Özellikle gözlerin sürmesi ve
yapraklanmadan sonra meydana gelen don olayları bitkiye büyük zarar
vermektedir. Soğuklanma isteği, kültürü yapılan çeşitlere göre değişmekle
beraber +7 0C altında 400–1000 saattir. Soğuklanma ihtiyacının
karşılanmayan gözlerin uyanması daha az olmakta ve verimde düşüşlere neden
olmaktadır.
Yıllık
sürgünler aşırı rüzgârlardan olumsuz şekilde etkilenmektedir. Bunun için
bahçeler tesis edilirken rüzgâra karşı gerekli önlemler (rüzgâr kıran) alınması
gerekir. Aksi takdirde yeni sürgünlerin dallara bağlantısı kuvvetli
olmadığından kolayca kırılabilmekte ve verimi olumsuz etkilemektedir.
Kivi
bitkisi toprak isteği bakımından seçicidir. Kökler olumsuz toprak şartlarından
etkilenmektedir. Özelikle saçak köklerin çokluğu ve hassas oluşu kivinin toprak
isteğinin önemini göstermektedir. Bu bakımdan ağır olmayan derin, süzek,
geçirgen ve gevşek yapılı organik maddece zengin nötr veya orta asit karakterli
Ph 5 – 7 arasında olan topraklar kivi için uygun topraklardır. Ağır, su tutan,
drenajı iyi olmayan ve taban suyu yüksek olan topraklar ise uygun değildir.
1.5.
Üretimi
Kivi, üretilmesi kolay olan meyve
türlerinden biridir. Her türlü çoğaltma teknikleri kullanılabilir. Tohumla
üretim, aşı, çelik ve doku kültürü bu yöntemlerdendir.
1.5.1.
Tohumla Üretim
Anaç bitki yetiştirmek ve ıslah
çalışmalarında tohumla üretim yapılmaktadır. Bir kivi meyvesinde 1000 adet
tohum bulunmaktadır. Tohumlar oldukça küçüktür. Tohumlar olgun meyvelerden elde
edilir. Tohum elde etmek için meyveler parçalanır. İnce olarak öğütülür. Elde
edilen püre elekten süzülür. Tohumlar püreden ayrılır. Serin bir yerde kurutulur.
Kurutma süresi ortalama 15-20 gündür. Tohumlar bu süre
sonunda ekilebilir.
Çimlenme
ortamında kullanılacak meteryal hafif ve ince yapılı olmalıdır. Çimlenme ortamı
hazırlanırken özellikle bir ölçü torf, bir ölçü yanmış ahır gübresi karışımı
kullanılabilir. Bir başka karışım ise aynı ölçülerde olmak üzere perlit, dere
kumu, bahçe toprağı, yanmış ve elenmiş ahır gübresi karışımı olabilir.
Hazırlanan bu karışım üzerine tohum atılır ve tohumların üzeri harç toprağı ile
kapatılır.
Tohumların çimlenmesi için toprak
sıcaklığının 210C olması gerekir. Ayrıca toprak nemli olmalıdır.
Tohumların çimlenme süresi 20–30 gündür.
Çöğürler iki yapraklı olduğunda ve tutulabir büyüklüğe ulaştığında plastik
torbalara şaşırtma yapılabilir.
1.6.
Bahçe Tesisi
Meyve
bahçeleri yapılırken çok dikkatli olmak gerekir. Çok yıllık bitki olan
meyvelerin yetiştirilmesinde başlanğıçta yapılan hataların giderilmesi çok
zordur. Bu nedenle bahçe tesisinde ön hazırlık aşamasında bazı noktalara dikkat
edilmelidir.
Bunlar:
Bahçe tesisi için yer seçimi
•
Toprağın
yapısı
•
Fidan
seçimi
•
Fidanlar
dikilirken aradaki mesafeler
•
Tozlayıcı
bitki oranı
•
Dikim
planı
•
Destek
sistemi
•
Rüzgârın
yön ve şiddeti
•
Sulama
tesisi
Kivi bahçesi kurulurken dikkat edilecek en
önemli konu toprağın kivi yetiştirmeye uygun olmasıdır. Uygun olmayan
topraklarda iyi verim alınmaz. Kivi bitkisinin kök yapısı olumsuz şartlara
karşı aşırı duyarlılık gösterir. Bu durum bitkinin gelişmesini durdurur.
Kivi
fidanları bahçeye kuzey-güney yönünde dikilmelidir. Bahçenin taban suyu yüksek
olmamalıdır. Kivi fidanı ilkbahar veya sonbaharda dikilir. Fidanlar için açılan
çukurlar 45–50 cm derinliğinde ve çapında olmalıdır. Açılan çukurlardan
çıkarılan toprak hayvan gübresiyle karıştırıldıktan sonra tekrar çukura
doldurulur. Bahçeden erken verim alınmak isteniyorsa 2 yaşındaki fidanlar
seçilmelidir.
Fidanlar
dikilirken aşı yeri veya sürgün yerinin toprağın altında kalmamasına özen
gösterilmelidir. Fidanlar dikimden sonra mutlaka sulanmalıdır. Yağmuru az olan
bölgelerde 3–4 günde bir sulama yapılmalıdır.
Kivi
bitkisi iki evciklidir. Dişi ve erkek çiçekler ayrı bitkiler üzerinde bulunur.
Bahçe düzenlenirken erkek ve dişi bitkilerin uygun şekilde dikilmesi gerekir.
Sekiz dişi fidana karşılık bir erkek fidan dikilmelidir.
Kivi gövdesinin dik büyümesi için 3–4 cm
çapında 2 m uzunluğunda desteklerle desteklenmelidir. Ana gövde 2 m olunca
tepesi kesilir. Yan sürgünler sağa ve sola büyümek üzere bırakılır.
2. KÜLTÜREL İŞLEMLER
2.1.
Sulama
Kivi
suyu seven bir bitkidir. Düzenli sulama verimi artırır. Kivi bitkisinin kökleri
toprak üstü kısımlara göre oldukça zayıftır. Köklerin toprak üstü kısımlara
yeterince su sağlaması düzenli sulamayla mümkün olmaktadır. Kivinin yaprakları
oldukça geniş yüzey yapısına sahiptir. Bu nedenle terleme yoluyla su kaybı çok
olur. Kaybedilen su karşılanmazsa yapraklarda pörsüme başlar ve bitkinin
fotosentez yapması zorlaşır. Bu durum bitkinin gelişmesini ve verimini düşürür.
Özellikle
genç bitkiler susuzluğu daha az dayanır. Meyve döneminde susuzluk meyvelerin
küçük kalmasına neden olur. Ayrıca sürgünler de yeterince uzamaz. Gövdede
odunlaşma hızlanır.
Kivi
bahçesi kurulurken sulama sistemi de kurulmalıdır. Kivi bahçesi için en uygun
sulama sistemi; dört yaşına kadar olan zamanda damlama sistemi, daha sonra
yağmurlama sistemidir. Haftada iki kez sulama yapmak yeterlidir.
2.2.
İlaçlama
Kivi
bitkisinin kök, gövde, yaprak ve çiçeklerinde hastalık yapan etkenler
bulunmaktadır. Bu etkenlerden kurtulmak için ilaçlama yapılmaktadır.
Kivi
bitkisinin köklerinde hastalık oluşturan en önemli etken mantarlardır.
Mantarların oluşturduğu hastalıklar Armilariamelea, Phytopthora, Roselina,
Rhizoctonia, Fusarium’ dur.
Bu hastalıklar
yaprakların solması, yaprakların küçülmesi, bitki gelişiminde yavaşlama, sürgünlerin
zayıf gelişmesi, bitkinin olumsuz şartlara direnç gösterememesi, sürgün ve
dalların tepeden başlayarak kuruması şeklinde kendini gösterir. Hastalık
şiddetli ise belirtiler iki yılda ortaya çıkar.
Armillariamelea
(kök çürüklüğü): Bütün
dünyayı kaplayan bir mantar türüdür. Bu türlerin her biri büyük sayılarda
odunsu bitki türlerine hastalık bulaştırır. Hastalık etmeni şapkalı mantardır.
Bu mantar hem toprakta hem de odun dokusunda yaşar, ölü ağaçlarda ve toprakta
kalan kök parçalarında uzun süre yaşamını sürdürür. Nemli yerlerde iyi gelişme
gösterir. Başlangıçta kökleri tam işgal etmeye, çürütmeye başlar. Daha sonra
hastalık toprak yüzeyine yakın ve kökle sapın birleştiği noktada devam eder ve
son olarak çürüme bitkinin ana gövdesi içine yayılır.
Kültürel
tedbirler: Kuruyan ağaçlar bahçeden sökülerek uzaklaştırılmalıdır. Bitkinin
söküldüğü yerlere kireç dökülmelidir. Tekniğine uygun olarak dikim yapılmalı ve
bakım işlemleri zamanında yapılmalıdır. Hastalığın yayılmasında etkili olan konukçu
bitkilere dikkat edilmelidir. Sonbaharın ilk yağmurları ile oluşan funguslar
imha edilmelidir. Derin dikilmemeli, aşırı sulanmamalı ve köklerin
yaralanmamasına dikkat edilmelidir.
Drenaj kanallarının yapılması ve taban suyu seviyesinin yüksek olmaması
gereklidir.
Pseudomanas
Viridiflava: Çiçek küfü
veya tomurcuk çürümesi olarak adlandırılır. Erken belirtileri, açılmamış çiçek
tomurcuklarının çanak yaprakları üstündeki çökmüş bölgelerdir. Tomurcuk içinde
enfeksiyon olduğu zaman çiçek yaprakları sarı ve portakal rengindedir. Çiçek
açıldığı zaman dokuların içinin koyu kahverengi ve çürümüş olduğu görülür. Bu
şartlarda çiçek hemen dökülür. Şiddetli enfeksiyon durumlarında bütün dişicik
başları ve ercik sapı çürümüştür. Dişicik borusunun sapı bodur kalmıştır.
Sclerotnia
Sclerotionum (beyaz çürüklük): Hastalık
genel olarak kök ve kök boğazında ıslak çürümeler, yaprak ve sürgünlerde
solgunluk şeklinde kendini gösterir. Özellikle nemli havalarda meyveler,
hastalanmış yapraklar ve hastalıklı çiçekler üstünde beyaz misellerin çokluğu
ile dikkati çeker.
Botrytis Cinerea (kurşuni küf): Genelde depolarda havalanmanın yetersiz
olduğu durumlarda ortaya çıkar. Sporları renksizdir. Fungus kış mevsimini
Sklerot (yumak) hâlde geçirir, ilkbahar gelince Sklerotlar çimlenerek
Miselyumlar oluşturur. Çok geniş bir konukçu dizinine sahiptir. Borytis cinerea
(gri küf mantarı) yaşlanmış ve yaralanmış bitki dokularında Saprofit (çürümüş
organik maddelerle beslenen bitkisel organizma) olarak beslenir. Bu hastalık,
meyve soğuk depolamada iken gelişir. 0-35 ºC’de enfeksiyon yapıp
gelişebilmektedir. Bu şekilde, çürüme ve zarar görmemiş meyvelerde bile
hastalık oluşturabilir.
Meloidogyine ssp. (kök ur nematodu): Toprak altında kalan yapılara zarar veren
önemli zararlı kök ur nematodudur. Mikroskobik canlı olan kök ur nematodları
köklerde oluşturdukları toplu iğne başı büyüklüğünde veya daha büyük urlarla
anlaşılır. Bitkideki zararı kök sistemini zayıflatmakta ve buna bağlı olarak
bazı saçak kökler ölmektedir.
Bu nedenle bitkinin su dengesi ve besin alımı sekteye
uğradığı için toprak üstü organlarda büyüme yavaşlamakta verim düşüşüne neden
olmaktadır.
Tetranychus urticea (kırmızı örümcek): Bitkilere en fazla zarar veren canlıdır.
Sıcak bölgelerde kış aylarında da faaliyet gösterir. Tarla kenarları, bahçe ve
çalılıktaki bitkilerle beslenir. Soğuk bölgelerde kışı döllenmiş dişi hâlinde
ağaç gövde ve dallarda gizlenebilecek yerlerde çatlak ve yarıklar arasında,
dökülmüş yaprak ve bitki artıkları arasında diapoz hâlinde geçirir.
Özellikle mart ayında faaliyete geçen
dişiler, konukçu bitkilerin yapraklarının alt yüzeyinde ağ örer ve beslenir.
Daha sonra bu ağlar içerisine yumurtalarını koyar.
Bitkideki zararlı, beslenmek için devamlı genç
yaprakları tercih eder. Yaprak damarlarındaki bitki öz suyunu emerek beslenir.
Bu durumdaki yapraklar geriye doğru kıvrılır, sertleşir ve büzüşür.
2.3.
Gübreleme
Bir
bitkinin ihtiyacı olan gübreyi belirlemek için yaprak ve toprak analizi
yapılır. Kivi bitkisine verilecek gübre miktarı yapılan araştırma sonuçlarına
göre tespit edilir. Kivi bitkisinin kökleri, toprak yapısı ve derinliğine uygun
olarak yanlara ve derinlere dağılır. Bol saçak kök yaptığı içinde toprağı
sömürme gücü fazladır. Gübreleme, bitkinin topraktan aldığı bütün elementleri
en az alındığı miktar ve alınabilir formda olmak üzere toprağa geri vermektir.
Kivi
bitkisinin büyüme ve gelişmesine bağlı olarak her yıl artan miktarda gübre
verilmelidir. Verilecek gübrenin miktarı ve zamanı önemlidir.
Şubat-mart
aylarında organik gübre verilir. Bitkinin yaşına göre gübre miktarı
ayarlanmalıdır.
Kimyasal
gübreler ise ihtiyaca göre verilir. Azotlu gübre bir seferde verilmemelidir.
İhtiyaç belirlendikten sonra gübre üçe bölünür. Mart, mayıs ve haziran
aylarında toprağa verilir. Fosforlu ve potasyumlu gübreler ise kasım-aralık
aylarında verilir.
Dikimden
sonra ilk üç yıl genç kivi fidelerine uygulanacak olan gübre miktarı üçe
bölünmek üzere 1/3 mart, 1/3 mayıs, 1/3 haziran ayında verilmelidir. Gübre
verilirken en az 1m²lik alana yayılmalıdır.
1.yıl: 14 g saf azot karşılığı 30g.üre
2.yıl: 55 g.saf azot karşılığı 120g.üre
3.yıl: 110 g.saf azot karşılığı 250-350 g
üre
Tam verim çağında olan bir kivi bitkisi
için 500 g saf azot karşılığı azotlu gübrelerden üre için 1 kg; amonyum nitrat
için 1.5 kg olmak üzere üçe bölünerek1/3 mart,1/3 mayıs, 1/3 haziran ayında
verilmelidir.
Fosforlu
ve potasyumlu gübreler bir defada sonbaharda verilmek üzere 200 g P2O5,
300 g K2O verilmelidir.
3. HASAT İŞLEMLERİ
3.1.
Hasat Zamanı
Kivi
bitkisi meyvesinin olgunlaşması diğer meyvelerde olduğu gibi dış görünümünden
belli olmaz. Meyve kabuğu parlak ve tüylü, meyve iç rengi parlak yeşildir.
Meyve sertliğinde de değişiklik olmaz. Kivi hasadının yapılma zamanı bu
nedenlerle doğal yollardan anlaşılmaz. En uygun hasat zamanı, meyve içerisindeki
suda çözünen kuru madde miktarının ölçülmesinden anlaşılır. Bu amaçla el
refraktometresi denilen aletler kullanılır. Refraktometre adı verilen optik
aletin prizma yüzeyine bir, iki damla kivinin suyundan konur ve kapak
kapatılarak % de olarak okunur. Suda çözünen kuru madde miktarı % 6,5 ve
üzerinde olduğu zaman hasat yapılabilir. Uzun süre depolanacak meyvelerde kuru
madde miktarının daha fazla olması istenir.
3.2.
Hasadın Yapılması
Kivi,
hasat zamanı geldiğinde yeterince olgunluğa ulaşmıştır. Meyvenin yeme
olgunluğunda suda çözünen kuru madde oranı % 12–18 arasında olmalıdır. Meyveler
olgunlaştıkça içerisindeki nişasta glikoz, früktoz ve az miktarda da sakkaroza
dönüşmektedir. Şeker oluşumunun yüksek olduğu nokta, kivinin yeme olumuna
geldiği noktadır. Meyve hasadı elle yapılır. Hasat yapılırken meyve sapının
dalda kalmasına dikkat edilmelidir.
Meyveler
bez torba içine toplanır, torbalar dolduğu zaman dikkatlice sandıklara
boşaltılmalıdır. Meyveler toplandığı sandıklarda bahçeden nakledilir ve depolanır.
Kivi
hasadı iki seferde yapılır. Önce büyük olan meyveler toplanır. Küçük olan
meyvelerin büyümesi beklenir. İkinci seferde tamamı toplanır.
Kivi
hasadı yapıldıktan sonra o yıl meyve veren sürgünlerle düzensiz gelişen
sürgünler mutlaka budanmalıdır.
3.3.
Pazara Hazırlama
Hasat edilen meyveler ağaç, karton ve
plastik kutulara yerleştirilir. Eğer temin ediliyorsa violler paketleme için
kullanılabilir. Kivilerin su ve ağırlık kaybı olmaması için üzerleri plastik
filmle örtülür. Bundan sonra meyve pazara sunulur. Kivi meyvesi, viol ve
kutulardan başka strafor tabaklara 4–8 adet konarak streç filimle sarılarakda
pazara arz edilir. Bu şekilde, hem küçük ambalaj olarak satışı kolay olur hem
de streç film meyvenin su kaybını azaltarak buruşmasını önler, muhafaza ömrünü
uzatır.
Kivi
meyvesi hasat edildikten sonra yenecek durumda değildir. Yenecek duruma gelmesi
için belli bir süre geçmesi gerekir. Kivi oda sıcaklığında 15-20 ºC’ de
olgunlaşarak yenecek duruma gelir. Olgunlaşmamış kivi meyvelerini evde
olgunlaştırmak için bir torbaya 15-20 adet kivinin arasına bir adet elma konur.
İki gün bekletilir. Torbanın içinden elma çıkarılır. Torba içinde kalan kiviler
8-10 günde yenecek duruma gelir.
3.4.
Depolama
Soğuk hava deposuna konulacak kivi meyvesi
önce tek tek incelenerek büyüklerine göre sınıflandırılır. Sınıflandırma
yapılırken hasatta zarar görmüş, şekilsiz, yaralı, bereli ve kusurlu olan
meyveler ayıklanır. Daha sonra her meyve ayrı ayrı tartılır. Meyve büyük
miktarlarda sınıflandırıldıktan sonra dökme veya paketlenmiş olarak soğuk hava
depolarında depolanır.
KAYNAK : MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)